Makale
Siyaset ve Siyasetçi
Siyasette son dönemde yaÅŸanan hızlı deÄŸiÅŸimler, en ilgisiz vatandaşın dahi gündemi haline gelmiÅŸken ve her hafta Cumartesi günü Karadeniz TV’de saat:17-20 arasında canlı yayınlanan katılımcısı olduÄŸumuz “Karadeniz’de Karadeniz” isimli programın son üç bölümü siyaset ve siyasetçiler olunca, konuya iliÅŸkin düÅŸüncelerimi siz deÄŸerli okurlarımızla da paylaÅŸmak istedim.
Maalesef siyasetin bir meslek edinir gibi devam edilip diploma alınan fakültesi yok. Aslında bu son derece doÄŸal. Çünkü siyaset yapma olgusu bir meslek ifası gibi düÅŸünülemez. Siyaset yapma, bir hizmettir. Her meslekten insanın ülkesine faydalı olmak için eÄŸer milletvekili ise bir veya yapacakları bitmediyse birkaç dönem, gerçek iÅŸini bir kenara bırakarak bayrağı baÅŸka bir hizmetkâra devredeceÄŸi güne kadar, vekil olmayacaksa partisi içinde alacağı görevleri, yine verimli olabildiÄŸi sürece sürdürmesi gereken bir vazifedir.
Bu anlayış çerçevesinde kendi dünya görüÅŸüne yakın bir parti içerisinde siyaset yapan veya yapmak isteyen insanların bizce ilk dikkat edecekleri nokta, kiÅŸisel çıkarlar deÄŸil, ülkeye mensubu oldukları partinin ilkeleri doÄŸrultusunda katkı sunmak olmalıdır. Elbette siyaset bir ekip iÅŸidir. Ancak ekip konusu, çok dar ele alınmamalıdır. Åžuncu veya buncu diye adlandırılmak uÄŸruna bazı deÄŸerler yok sayılmamalıdır. Önemli olan, bulundukları partinin tüzelkiÅŸiliÄŸinin ilkeli bir ÅŸekilde temsilidir. Bu temsil bazen genel baÅŸkan olarak ifa edilir. Bazen sade bir üye olarak. Hatta 1., 2. veya 3. adamlıktan sade üyeliÄŸe geçiÅŸten sonra o kiÅŸilerin söz ve eylemleri, gerçek bir devlet adamı olup olmadıkları yolunda topluma daha somut veri saÄŸlar. Bazen de parti içinde önemli görevler aldığı halde kendisinden beklenmeyen acemiliklerle kredisini cömertçe harcayanlar olur. Bunların tümü, siyaseti öÄŸrenmeye çalışanlar için birer ibretlik derstir.
Ä°ÅŸte siyaset gerçekte denize atlayıp yüzme öÄŸrenmeye çalışmak gibi ancak somut olarak parti çalışmalarına katılıp, yaÅŸanan her deneyimin biriktirilmesi ve bu birikimden çıkan deÄŸerlere göre ÅŸekillenmesiyle yapılmaktadır.
Hiçbir teorik ders, pratik bir dersten öÄŸrenilenden üstün deÄŸildir. Siyasetin okulu, siyasi partilerin bizatihi kendisidir.
Bu nedenledir ki siyasi partiler, tüm iyi niyeti ile hizmet etmek isteyenlere eÅŸit davranmalı, herkese aynı ÅŸansı vermeli, parti içerisinde herkesin hak ve hukukuna saygı göstermelidir. GerektiÄŸinde susmayı bilmek, bir mevkiden uzaklaÅŸtıktan sonra yine canla baÅŸla çalışabilmek, bunu da takdir görmek için deÄŸil, doÄŸru olduÄŸu için yapabilmek ne güzeldir…
Ancak bazı tehlikelere de dikkat etmek gerekir. Siyasi partilerin kurdu, dedikodu ve iftiradır. Bir partinin yönetimi özellikle bu iki faaliyet için etkili önlemler almalıdır. Çünkü pek çok deÄŸerli insan, sarf ettiÄŸi iyi niyetli sözlerinin çarpıtılmış halinin ulaÅŸtığı noktada siyasi hayatının bittiÄŸine üzüntü ile tanık olmuÅŸtur. Bizce bu gibi durumlarda hakkında söz üretilen kiÅŸi mutlaka dinlenmelidir. Ve mümkünse lafı taşıyan için disiplin meselesi düÅŸünülmelidir.
Siyasetçi için en önemli özellik özü sözü bir olmak, siyaseti idealler uÄŸruna amatör bir ruhla yapmaktır. Parti içi demokrasi ve parti içi hukuk ise siyasetteki kalite çıtasının yükselebilmesi için olmazsa olmaz iki koÅŸul olduÄŸu gibi her partili için de önemli birer güvencedir...
(Meral ÇÄ°L)
Henüz yorum yapılmamış.