Sosyal Medya

BÖLGEHABER

Türk insanı kaygılı, umutsuz ve sıkıntılı

MHP Rize İl Başkanı Zeki Mayi ile yerel bazda çayı, ÇAYKUR?u, Rize?yi bekleyen tehlike olan HES leri, sendikaların gidişatını ve ulusal bazda ülkenin genel olarak ekonomik durumunu konuştuk.



MHP Rize İl Başkanı Zeki Mayi ile yerel bazda çayı, ÇAYKUR?u, Rize?yi bekleyen tehlike olan HES leri, sendikaların gidişatını ve ulusal bazda ülkenin genel olarak ekonomik durumunu konuştuk.

Dilek ASLAN

İşte Mayiden özel açıklamalar;

Sayın Mayi siz buradaki yerel bir gazetenin imtiyaz sahibisiniz. Aynı zamanda MHP Rize il başkanısınız. Sizle hem basın olarak hem siyasi olarak ÇAYKUR?un durumunu değerlendirirsek neler söylersiniz?

Canrize Haber?Bizi Rize yetiştirdi. Siyasi anlamda bu günlere siyasiler taşıdı. MHP?nin Rize?de bayrağı dalgalanmasında MHP li olmayıp farklı siyasi organizasyonlarda olan insanlarında destekleriyle buralardayız. Elimde doküman var. Rize?yi 1920 li yıllara döndürdüğümüz zaman çok ilginçtir ki, Rize?nin 1927 yılında nüfusu bin. Çay yok, fabrika yok yani kısacası hiçbir şey yok. Rize?nin o günün kıt ekonomisiyle ektiğini biçerek varlığını idame ettirmeye çalışan, denizinden balıkçılığıyla, hayvancılığıyla geçinmeye çalışan bir Rizelinin nüfusu 180 bin. Bu 180 bin nüfusun çayla buluştuktan sonra fabrika ortaya çıkarmasına geldiğimiz zaman 50-55-60 lı yıllara kadar 44 tane çay fabrikası yapmışız. O günün şartlarındaki Türkiye?yi yöneten siyasi irade başbakanları Rize?li olmaması durumunda Rize?ye 44 tane çay fabrikası bunun yanında bunları besleyecek alt yapıyı oluşturup her şeyi sunmuşlar ve çayı da bulunduğu noktaya taşımışlar. Rize?ye iki tane birinci başbakan geldikten sonra ki sürece bakıyoruz. Özellikle AK Partinin teslim aldığı sürece kadar ANAP 25 yıllık Türkiye?nin kaderini tayin ettiği gibi Rize ninde kaderini Milletin onlara verdiği oylarla Sayın Mesut Yılmaz beyle bir tayin hakları olmuş. Vatandaş 12 Eylül öncesi çay ekim alanlarında topladığımız çaylar bir şekilde yanlış politikalar sayesinde dökülüp yakılıp imha ediliyordu. Türkiye?de bugünkü ve dünkü iktidarlar bu soruna çözüm buldu Allaha şükür çayı dökmüyorlar. Bunu 44 çay fabrikası içerisinde nasıl hallederiz de vatandaşı özel sektöre mahkûm etmeyiz. Bunun bilincindeler mi, evet. Bu işi benden, senden çok daha iyi bilirler mi, evet. Çünkü ellerinde inşaat mühendisi var, ellerinde ziraat mühendisi var, elerinde makine mühendisi var. Her türlü ekonomi donanımı alabilecek bilgiye sahipler. Bu donanımlı kişilerle ÇAYKUR?un kapasitesini arttırsanız, Sayın Genel Müdür günlük 6 bin ton işliyoruz Yıllık ta geçen yılın hesaplarına göre 650 bin ton yaş çay aldık dedi. 650 bin tonu siz günlük mübayanızı 6 bin tondan 8 bin tona çıkarsanız yani buda öyle çok yüklü memba değil. Reklâma harcanan parayla bile ÇAYKUR?un kapasitesini arttırabilirsiniz. Hatta Reklâma harcadığınız paranın onda biriyle bile kapasiteyi arttırabilirsiniz. Yeni fabrikalar kurmanıza da gerek yok. Tabiî ki kursanız bir Rize?li olarak Rize?de fabrika açılacak Rize?nin insanı çalışacak. Bundan mutluluk duyarım. Fabrika kurmadan fabrika içindeki alanı kullanarak o alana ilaveler yaparak her fabrikanın kapasitesini 30 ton arttırsanız 44 fabrikada ne eder, 850-900 bin ton. Vatandaş gidip özel sektörün önünde diz çöküyorsa, ricayla minnetle çay satıyorsa bazen yardım için bana geliyorlar. Öyle gün geliyor ki, gözlerimiz yaşarıyor üzülüyorum. Öyle hale düşüyorum ki insanlara kızdığım oluyor, tepki verdiğim oluyor. İnsanın kanser hastası var. Buna sen 1 milyar bulamıyorsan sen bu fabrikayı neden işletiyorsun. Dolayısıyla özel sektöre vatandaşı böyle mahkum ederseniz bu noktada çay parasını siyasi temayüller gereği, sendikal yarışmalardan dolayı ikramiye paralarını Sayın Genel Müdür gecikmeli ödemiş. Neden böyle bir işi politize edipte insanımızı sıkıntıya sokuyorsunuz. Bu konuda enerjilerini başka yere harcamaktansa, enerjilerini çay ve çay üreticisinin sorunları adı altında toparlasınlar. Benim dediğim gibi çayın kapasitesini arttırın. 2 yıl b unu yapın. 3. yıl göreceksiniz ki özel sektör vatandaşın çayını arazisinden toplayıp alacaktır. Parasını da peşin verecektir. Genel Müdürle bir sohbet yapma imkânım oldu. Dedim ki Sayın Genel Müdür bir duyum aldım. Rize?de özel sektörü biliyorsunuz. Özel sektör müstahsile diyor ki, sizin yaş çayınızı yüzde 40 nı kuru çay karşılığı alırım. Diğer yüzde 40 nı da mobilya vereceğim. Diğer yüzde 20 sininde parasını 2 yıl sonra vereceğim diyor. Duydum ki siz de diyormuşsunuz ki Rize?liye dönüm başı bir kilo kuru çay ,beş dönüm arazisi olan 5 , birinci sürgünde beş, ikinci sürgünde on, üçüncü sürgünde 15 kilo çay müstahsile verelim diyormuşsunuz. Böyle bir projeniz varmış. Buda benim hesaplarıma göre 25 trilyon paranın Rizelinin cebinden alınıp, Rizelinin evine, deposuna stok yaptırmaya çalışıyorsunuz, yazık değil mi bu insanlara dedim. Dedi ki Sayın Başkan bu projeyi desteklemeniz lazım. Bende Sayın müdürüm ben bunun nesini destekleyeyim. 25 trilyon lira bir para bu. Zaten insanlar evini zor geçindiriyor. Siz bu 25 trilyonu ona vereceksiniz çay olarak oda ne yapacak onu, misafirine hediye edecek onu. Dedim ki Sayın Müdürüm bu projeyi yaparsanız bari tercihe bırakın. Vatandaş isterse alsın, isterse almasın. O Zaman kimse almaz dedi. Bende buradan diyorum ki genel Müdüre ve onu oraya getiren siyasi iradeye. Milletin karşısına çıkarken, seçimlerde oy isterken halka hizmet hakka hizmet diyordunuz. Ama bu yaptığınız halka zulümdür?

Sayın Mayi birazda Ülkenin ekonomik durumundan bahsedelim. AK Parti iktidarında ülkenin ekonomik durumu nasıl görüyorsunuz?

?AK parti acil eylem planı diye bir plan açıkladı. Dedi ki bu üç yıllık süreç içerisinde bir milyon 300 bin insana iş vereceğiz. Bende şaştım. Türkiye?de ne yapıyorsunuz da bir milyon 300 bin insana ?Acil eylem planı? deyip te iş vereceğinizi ifade ediyorsunuz. Sonra düşündüm baktım ki, bir milyon 300 bin kişiyle ifade edilmesinin sebebi önümüzdeki muhtemel olacak olan genel seçimde vatandaşı sürüncemede bırakmak. Vatandaşa şimdi bir unut veriyorlar. Vatandaş durdu dedi ki AK Parti iktidarda şu anda kapatılma davasıyla mazluma doğru gidiyor. İktidar partisi yine AK partiyi göreceksek o zaman ben hiçbir şey konuşmuyorum, niye, yaptıkları tüm işleri Allah rızasından çıkartıp, hizmetten çıkartıp korumacılığa ve koruyuculuğa dayandırdıkları için ben AK parti ile dirsek temasını yakın tutayım. Bu yakınlık içerisinde bir milyon 300 bin içerisinde bir benim. Herkes kendini böyle görüyor. Bu ne demek oluyor gidiyorsun esnafa susuyor oğlu var işe koyacak konuşursa olmaz. AK Partinin işi zaten insanları umuda sürüklemek. Umut tacirliği üzerinden siyaset yapmak. Ekonomiyi de aynı şekilde ortaya koyuyorlar. Bunların 6 yıllık icraatları döneminde Türkiye?nin dış ve iç borcu nereye çıktı. 60 milyar dolarda özelleştirmeden TC. nin kazanımlarını alıp satıp hazineye ırak kaydeden bugünkü iktidar 60 Milyar dolardan ortaya koyarsak 600 milyar dolar. Yani 280 milyar dolar daha 6 yıllık süreç içerisinde Türkiye?nin iç ve dış borcu arttı. Bu süreç içerisinde Rize?de yapılan şeyler nelerdir. Karadeniz duble yolunun yüzde 60 ı bitmişti. Yüzde 90 ı bitti. Bolu? da bildiğimiz tünel hayata geçti. Bunun gibi işte 1000 Km yollar hayata geçti. Rize?den örnek verecek olursak hastane binasının temeli atıldı. Daha hayata geçmedi. Yani betonlaşma ile ilgili yapılabilenler yapıldı, yol, su yapıldı. Sanayi ile ilgili ne yapıldı. Bir tane baraj mı yaptınız. Bir tane ağır sanayimi kurdunuz. Nerede bu 280 milyon dolar. Dolayısıyla böyle bir sıkıntının içerisinde Merkez Bankası Başkanının ifadesiyle hesaplarımız tutmadı, şeklindeki açıklamaları önümüzde vatandaşa işsizliğin yanında ve Türk insanına baktığımız zaman yarınından kaygılı, umutsuz ve sıkıntılı bir toplum görmekteyiz?

Sendika olaylarının sonu nereye varacak sizce?

Canrize Haber?Rize?de sendikal faaliyetler ilk başladığı zaman ben bunu masumane bir sendikal faaliyet gibi yorumladım. Ben dedim ki arkadaşlara sendikal yapılanma içerisinde menfaatinizi nerede görüyorsanız oralara gidebilirsiniz. Bu anlamda diyorum ki, bir buçuk katrilyon gibi bir paranın bu müteşebbislerin iştahını kabartmaması mümkün mü. Bunu birileri bir şekilde dizayn etmeli. Rize?nin bu konuda sendikal anlamda bir sıkıntısı olduğu kanaatindeyim. Bir buçuk katrilyonu bugün ki mevcut iktidar özelleştirme adı altında biliyorsunuz PETKİM, TELEKOM gibi bir sürü kurum ve kuruluşumuzun özelleştirme adı altında yağmalandığını biliyoruz. Bizim bu sahil şeridindeki arsalarımızın parasına ÇAYKUR?u pazarlayacaklar. Bu noktada tepkisiz toplumun oluşmasında azami gayret gösteren iktidar yarın bu tabloyu ortaya koyacak TEK Gıda İş?in bir şekilde önünün kesilmesi gerektiğini tespit etmiş. Bizim gözlemimiz bu. TEK Gıda İŞ örgütlü bir kurum.15 bine yakın işçi istihdamı var. Bu 15 binin hepsi TEK Gıda İŞ? e kayıtlı. Bu 15 bin örgütlü teşkilatı sindirirsek yarın biz burayı özelleştiriyoruz dedikleri zaman bu sesli örgütü pasifize etmezsek biz bunu yapamayız. Rize?de sivil toplum kuruluşları var, siyasi partiler var. Çıkarsınız bu işleri konuşursunuz. Burada belirleyecek olan TEK GIDA İş?tir. Burada sendikal faaliyet gösteriyor. İşçinin hakkını korumaya çalışıyor. Bu arda kendiside oradan para alıp kadro istihdam ediyor. Ben diyorum ki, Sayın genel Müdür, Sayın fabrika müdürleri siz fabrikada çalıştırdığınız personeli iş hukukuna göre kendi başına mı bırakıyorsunuz, hangi sendikada duracaklar diye, yoksa telefonla tehdit mi ediyorsunuz. Ben şimdi bütün fabrikadaki personele, çalışan amirlere eğer siz işçilere işyerini bırakıp falan sendikadan falan sendikaya gitmezsen seni süreceğim diyorsan işçiye onursuzluk yapıyorsun. İşçiyi kimliksizleştiriyorsun. Sen buna nasıl bir kimliksizleştirme operasyonu yapabilirsin. Hangi hakla, senin sendikanı beğenmiyor diye, böyle bir şey yapabilir misin. O insan evinde beş çocuğu olan annedir. Evinde annesi olan oğuldur. Ben buradan sesleniyorum. Böyle bir zorlama yapan fabrika müdürleri , personel şefleri varsa onlar kendileri onursuzdur. Ben neden bu kadar tepki veriyorum. Hiçbir zaman haksızlığa boyun bükmedim. Nerede haksızlık gördüysem gittim orada halkın yanında yer aldım. BU duyduklarım ve yanıma gelen yüzlerce insanın sıkıntılarını dile getiriyorum. Bir bayan var yanıma gelip bana dert yandı. İstifa edeceksin diyorlarmış ona. Ben utandım. Diyorum ki, onurlu müdürler, onurlu amirler siz onurlu insanlarsınız, siz kapı kulu değilsiniz. Makam sevdalarıyla bu işleri bu millete reva görmeyin. Türkiye?de siyaset günbegün değişiyor. Hiç zannetmeyin ki bu millet bunları unutuyor. Ben sizin aracılığınızla Cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyorum. Gidin fabrikalarda işçiye zulüm ediliyor, fabrikanın telefonlarını dinleyin. Ben ihbarda bulunuyorum. MHP zulmün olduğu yerde hiçbir zaman sesiz kalmamıştır. İşçinin üzerinden karanlık ellerinizi çekin?

Rizeliyi bekleyen bir tehlike var HES?ler. Son olarak ta size bunu sorayım. HES hakkındaki düşünceleriniz nelerdir, bu konuda neler söyleyeceksiniz?

?HES? ler Karadeniz?in Samsun?u, Ordu?su, Giresun?u, Trabzon?u, Rize?si ve Artvin? ide içine alarak bu konuda çok geniş kapsamlı bir çalışmanın içerisinde olan bir vaka. Dünyanın suyla ilgili sıkıntısı var. Küresel ısınmadan tutun, coğrafik şartların bozulmasına kadar sıkıntılardan dolayı dünya hızla su kaynaklarının merkezlerini aramaya hatta dünya yetmedi. Yanılmıyorsam Marsta Amerikan?ın yollattığı bir uzay aracıyla su var mı yok mu aranmaya başlandı. Geleceğin en büyük silahının ve en büyük petrolünün su olacağı konusunda ilim adamlarının, siyasetçilerin, toplum insanlarının, düz insanların bile olmazsa olması bilgisinde. Bu konu böyle iken ne hikmetse bir gün sabah arkadaşlar biz arıyor ?başkan derenin kenarlarında birileri dolaşıyor, hayırdır, sormuşlar.Onlarda burayı biz satın aldık? demişler. Ben siyasetçiyim, parti il başkanıyım, gazeteciyim ben bile bu şekilde duydum bunu. Demek ki, vatandaş bunu nasıl duydu düşün. Siz bir HES projesiyle Rize?ye gireceksiniz, Rize?nin sularını kendi tabirinizle değerlendirecekseniz bizim tabirimizle peşkeş çektireceksiniz, karanlık operasyonla bu işi yapacaksınız. Niyetler belli. Bizde diyoruz ki, sadece İkizdere vadisinde 78 KM lik boyutda 16 tane HES projesi var. 16 tane HES projesinin Türkiye enerjisinin binde birine tekamül eden bir üretim yapılacağı bu üretiminde on yıl içinde binde birden binde 0,5 e düşeceğini, istihdam konusunda şöyle bir çıkış yapıyorlar diyorlar ki, başkan karşı çıkıyorsun ama burada insan çalışacak. 16 tane HES projesinde toplam 100 kişi çalışacak. on bin kişi, 2 bin kişi, 5 bin kişi çalışsa yine biraz düşünmek lazım. Dolayısıyla istihdam yok. Bu ülkemizi bölmeye çalışan emperyalizmin kontrolüne sokmak isteyenlerin projesidir. Rizelilerin HES?ler konusunda daha sağlıklı düşünmesi gerekiyor. Birde önüne sandık geldiği zaman Rize?li bundan sonra başbakan merkezli değil de kendi geleceğiyle ilgili çayıyla HES?iyle, tüneliyle, tersanesiyle birazda meseleyi böyle değerlendirsinler. Yarınla ilgilide bunları yaşamasınlar. Türkiye?de vergisini alıp devletten aldığı hizmet payıyla vergi aynı orantıda 18 ilden bir tanesiyiz. 18 ilin 16 sı metropol iller. Sanayide güçlü şehirler. İstanbul, İzmit, Bursa, Ankara, kayseri, Gaziantep?in yanında Rize aldığı vergiyle devletten ödenek olarak aldığı para eşit. Karadeniz illeri içerisinde tek il Rize. Trabzon verdiği verginin üç katını alıyor, Giresun 7 katını alıyor. Rize?li bunları düşünerek değerlendirsin. Sandık önüne geldiği zaman ona göre karar versin.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.