Sosyal Medya

Makale

AK Parti gagasını ve tırnaklarını sökmeli

GeçtiÄŸimiz günlerde ziyaretime gelen deÄŸerli bir dost, keyifli sohbetimiz esnasında çok ilginç bir benzetme yaptı. “Kartal,” dedi, “Yüz yaşına gelince gagasını ve tırnaklarını sökermiÅŸ

Tabii önce o anda devam eden sohbetin konusuyla alakayı kuramadım. Devam etti. “Bu çok fazla acı veren, çok ıstıraplı bir eylemmiÅŸ. Fakat hemen sonra gagası ve tırnakları yeniden çıkar, kartal da 300-400 yaşına kadar yaÅŸarmış. Bunu yapmazsa da en fazla 10 sene filan.”

Kafamda taÅŸlar yerine oturmaya baÅŸlamıştı ama adını net olarak koydu. “AK Parti ÅŸu an 100 yaşında

Kabul eder mi bilmiyorum ama Ä°slâmcı entelektüel tanımlamasını yapabiliriz bu dostumuz kendisi için. AK Parti’ye uzak deÄŸil, ancak kesinlikle “içinde” diyemeyiz. GerektiÄŸi zaman –ki sıkça gerektiÄŸini düÅŸünüyor- ciddi eleÅŸtirilerde bulunan birisi. Sözünü esirgeyecek bir pozisyonda deÄŸil, zaten öyle bir pozisyona girecek biri de deÄŸil.

Kartal metaforu gerçekten çok ilginç ve çarpıcı. Dikkat ediniz, gaga ve tırnaklar kartalın yaÅŸam mücadelesinde en önemli organlarıdır. Onlardan ayrılması da kolay olmamaktadır, fiziksel açıdan büyük acı vermektedir. Anlaşıldığı üzere kartalların hepsi de bu acıya katlanamamaktadır. Yani basit bir tüy dökme deÄŸildir bu iÅŸ.

AK Parti’nin hangi ahval ve ÅŸeraitte kurulduÄŸu, bugünlere nasıl geldiÄŸi, gaga ve tırnaklarının da bu zorlu yolculukta ne kadar önemli rol oynadığı yaşı müsait olan herkesin malumudur. Olmayan da büyüklerine sorsun. 7 Haziran Seçimleri de gaga ve tırnakların deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸini en açık biçimde göstermiÅŸtir. Görevlerini en iyi ÅŸekilde yapmaya çalışmış, belki yapmış da olabilirler ama “vefa” gibi kutsal bir kavramı göz ardı etmeme kaygısıyla davranıp, iÅŸin esasını kaçırılırsa hazin son yakın ve kaçınılmaz olur. AK Parti’nin üzerinde hayat bulduÄŸu zemin diÄŸer siyasi çizgilere benzemez. Demokrasi tarihimize kısaca bir göz attığımızda, toplumun ana gövdesini oluÅŸturan sosyolojinin hep bu pozisyondaki partilere oy verdiÄŸini, tutucu davranmayıp genel icraatını beÄŸenmediÄŸi takdirde derhal tercihini sorguladığını ve baÅŸka partilere meyledebildiÄŸini görüyoruz. Bu durumu isteyen apolitik olma diye tanımlar, isteyen kaypaklık, isteyen gerçekçilik. (Daha ağır tanımlamalar da yapılıyor ama geçelim.) Ne olursa olsun, Türkiye’nin gerçeÄŸi budur.

Yeni bir seçime sadece birkaç gün kaldı. Dostumuzun tabiriyle 100 yaşına gelmiÅŸ olan AK Parti, gagasını ve tırnaklarını söktü mü acaba? EÄŸer anketlerin gösterdiÄŸi rakamlar doÄŸruysa, seçmen buna pek de inanmışa benzemiyor. Öyle olsa bütün ülke AK Parti’nin tek başına iktidara gelip gelmeyeceÄŸini bu kadar merak etmez, bu kadar ince hesap yapmazdı.

DoÄŸal olarak biz de bu konuda kesin bir ÅŸey söyleyemeyiz. Ancak biliyorsunuz, bu ülkenin hal ve gidiÅŸi tamamen vatandaÅŸa bırakılmayacak kadar önemlidir. Dolayısıyla biraz da dışarıya bakmak lazım derim. Mesela geçtiÄŸimiz günlerde yabancı bir baÅŸbakan Türkiye’yi ziyarete geldi. Türkiye’nin iç ve dış siyasetine parmağını deÄŸil, her daim bütün gövdesini sokan bir ülke bu. Bir de AK Parti’nin ilk kez iktidara geldiÄŸi 2002 seçimlerinden hemen sonraki geliÅŸmeleri, o günlerde Ä°ngiltere Kraliçesi’nin ÅŸaşırtan ziyaretini hatırlayın. Ve tabii ziyaretten sonra rüzgârın nasıl yön deÄŸiÅŸtirdiÄŸini… 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.