Trabzonlu olunmaz, Trabzonlu doÄŸulur (mu)?

Trabzonspor taraftarı ünlü dizi Kurtlar Vadisi’nin müziÄŸi üzerine birkaç sene önce “Trabzonlu olunmaz, Trabzonlu doÄŸulur” diye bir slogan yazmıştı. Trabzonlu Trabzonsporluların büyük çoÄŸunluÄŸuyla Trabzonlu olmayan Trabzonsporluların küçük bir azınlığı da bu slogandan hayli hoÅŸlanmışlardı.

KuÅŸkusuz son derece problemli bir zihniyetin ürünüydü bu slogan ve problem de Trabzonlu tanımından ne anlaşıldığında baÅŸlıyordu. EÄŸer düz anlamıyla kabul edersek, Trabzonlu dairesine girmek için Trabzon topraklarında doÄŸmuÅŸ olmak gerekiyor ve yetiyordu. Daireyi biraz geniÅŸletirsek, Trabzonlu bir aileye mensupsanız yine Trabzonlu sayılırdınız. Fakat sloganımıza göre, Trabzon ile herhangi bir kan bağınız yoksa Trabzonlu olmanız mümkün deÄŸildi.

Kısa bir süre kullanılıp ÅŸimdilerde tedavülden kalkmış bir sloganı neden böylesine mikroskop altına aldığımız, Trabzonlu olmayı ya da olmamayı neden bu kadar önemsediÄŸimiz merak konusu olabilir. Sloganın baÅŸka bir yerde deÄŸil de Trabzonspor tribünlerinde terennüm edildiÄŸini hatırlarsak sözün nereden geçeceÄŸi ve nerelere varacağı anlaşılabilir sanırım.

Bu “olunmaz-doÄŸulur” zihniyeti Trabzonlu olmayan Trabzonsporluları bilerek ya da bilmeyerek dışlayan bir zihniyettir ve slogan tedavülden kalkmış olsa da söz konusu zihniyet halen yaÅŸamaktadır. Oysa bambaÅŸka gerçekler söz konusudur. Trabzonlu Trabzonsporlular dışında Trabzonspor taraftarı kimliÄŸi taşıyan büyük bir kitle vardır. Bu kitle, zaman içinde farkında olmadan Trabzonlu gibi yaÅŸamaya, düÅŸünmeye ve hissetmeye baÅŸlamaktadır, çünkü Trabzonlu olmakla Trabzonsporlu olmak birbirini karşılıklı etkileyen ve besleyen, her zaman ve her ÅŸartta deÄŸilse de çoÄŸu zaman birbiriyle tamamen örtüÅŸen iki kavramdır. Geçenlerde bir bu sınıfa giren yani Trabzonlu olmayan Trabzonsporlu bir arkadaÅŸ, birisi Trabzon ÅŸehrine sataÅŸmaya kalktığı zaman derhal savunmaya geçtiÄŸini, kendi memleketiymiÅŸçesine Trabzon’a laf söyletmediÄŸini anlatmıştı.

Bu noktada Trabzon ÅŸehri ve kültürüyle bir ilgisi olmadığı halde can-ı gönülden Trabzonspor taraftarı olanlar itiraz edebilir, bizim acizane tespit ve teÅŸhislerimizi bir tür kültür emperyalizmi gibi algılayabilir. Elbette böyle bir ÅŸey yok, böyle bir mecburiyet de yok. Fakat Trabzon dışındaki ÅŸehirlerde faaliyet gösteren horon ekiplerindeki gençlerin büyük çoÄŸunluÄŸunun Trabzonlu olmadığı gibi bir gerçek var. Kimse onları zorla o ekiplere sokmuyor.

Ortada Trabzonspor olmasaydı, kimsenin Trabzonlu olması ya da olmaması gibi bir meseleyi tartışıyor olmayacaktık. Yani esas konumuz Trabzonspor’dur. Trabzonspor ne kadar fazla aktif, bilinçli ve takımına katkı saÄŸlayan taraftara sahip olursa o kadar iyidir. Tabiatıyla Trabzon dışından da ne kadar fazla taraftarı olursa… Yazının başından beri söylemeye çalıştığımız ÅŸey, o dışarıdan gelenlerin de Trabzonspor sayesinde Trabzonlu olmayı ister istemez benimseyecekleri, Trabzonlu olduktan sonra da Trabzonspor’a daha fazla aidiyet besleyecekleri gerçeÄŸidir.

Hasıl-ı kelâm, Trabzon içeriye doÄŸru büzülmemeli, dışarıya doÄŸru büyümelidir. Yurt ve dünyanın dört bir yanında kolbastı oynanmasıyla kolbastıya bir ÅŸey olmaz, bilakis oynayanlar kolbastı miktarı kadar Trabzonlu olurlar.