Kimin sorunu var?

Kürt sorunu var? dediklerinde asabım bozuluyor,
şartellerim atıyor.
?Yeter ya!? diye isyan eder oluyorum.
Bana bir tane Kürt sorunu söyleyin.
Kürt kökenli insanlarımızın seçme sorunu mu var?
Kürt kökenli insanlarımızın seçilme sorunu mu var?
Kürt kökenli insanlarımızın memur olma sorunu mu var?
Okuma sorunu mu var, makam mevki sorunu mu var?
Bu ülkede Kürt kökenli insanlarımız cumhurbaşkanı, genelkurmay başkanı, başbakan, bakan, milletvekili, iş adamı olmadı mı; her türlü makamda yer almadı mı, almıyor mu?
Kim hangisine ?Sen Kürtsün? diyerek bugüne kadar engel çıkardı?
Aksine seçim meydanlarında Kürt kökenli başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri bu vatanın evlatları tarafından bağırlarına basılmadı mı, omuzlara alınmadı mı, onlara yetki verilmedi mi?
***
Yapmayın Allah aşkına!
?Kürt sorunu, Kürt sorunu...? diye diye bölücülerin ekmeğine yağ sürüp bu vatanın bölünmesi için her türlü tezgahı ?demokratikleşme? safsatası altında kuran Batı?nın oyununa geliyoruz!
İkide bir Avrupa?da ve ABD?de ortaya çıkarılan Türkiye Cumhuriyeti?nin bölünmüş haritalarının hangi anlama geldiğini hala kavrayamamış olmak gafletten başka hangi anlama geliyor ki?
Hangi Kürt kökenli insanımızın Türk?ün sorunundan fazla hangi sorunu var?
Geçim derdi mi var?
Yol sorunu mu var?
Allah aşkına bana bir tane sorun söyleyin.
?Mahrumiyet, işsizlik, yoksulluk...? diyenler gelsinler Karadeniz kırsalındaki insanlarımızın mahrumiyetini görsünler, ne kadar işsiz insanımız olduğunu bilsinler.
***
Soralım:
Yıllardır Avrupa Birliği diye diye oradan gelen milyarlarca parayı Doğu ve Güneydoğu?ya aktarmadık mı?
Kim karşı çıktı?
Dünya Bankası?ndan gelen bütün hibe paraları oralara vermedik mi?
Kim karşı çıktı?
Türkiye?nin bütçesini oraya aktarmadık mı?
Kim karşı çıktı?
Her bir köyünde hemen hemen hepsi köy korucusu adı altında maaş bağlanmadı mı, sigortalı edilmedi mi?
Kim karşı çıktı?
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu?ndan yapılan hibeler aktarılmadı mı?
Kim karşı çıktı?
Kürtçe TV kanalı bile devlet eliyle kurulmadı mı?
Kim karşı çıktı?
Çünkü onlar da canımız ciğerimiz oldu her zaman.
Hiçbir Türk evladı ?Sen Kürt kökenlisin? diyerek kimseyi dışlamadı; aksine kız alıp kız verdik. Gönüller verildi, gönüller alındı. Dünya evlerine girilerek aile bağları kuruldu. Horonlarla, halaylar birlikte çekildi, davullar ile kemençeler birlikte çalındı.
Kim aksini inkar edebilir ki?
Devletin elektriğini yakarak, suyunu içerek para vermeyenlerden kimse ?Onlar neden vermiyor?? diye rahatsızlık duymadı.
***
Eğer bugün bu ülkede bir sorun aranıyorsa;
0 da bugün Türk sorunudur.
Milliyetçilik, vatanseverlik duygusu neredeyse sorgulanan, her vatan evladının kalbine kazınan ?Ne mutlu Türküm diyene!? sözünü diyemez noktaya getirilmek istenen, devlete vereceği bir kuruşun hesabını yapmayan, yaktığı elektriğin, içtiği suyun parasını veren, kuruşuna kadar malını satıp devlete vergisini veren, devlete el açıp istemeyi ar edinen, gece gündüz çalışıp geçinmeye çalışan, bir dilim ekmek ve bir kuru soğanı bulup yediğinde önce ALLAH?a şükredip sonra vatanına dua eden, gerektiğinde bir gül bahçesine gidercesine şehit olmayı bilen, bu vatanın kahrını yıllardır çeken ve dünya var oldukça çekecek ?TÜRKÜM? diyen insanların sorunu vardır.
Sorun;
Kürt kökenli insanlarımızı arkalarına aldıkları AB ve ABD desteğiyle kendi emellerine alet ederek Türkiye?nin bölünmesine zemin hazırlamak isteyenler sorunudur.
Çünkü, onların sorunu; bu vatanı özümsememek ve bu bayrağı benimsememektir.
Tıpkı 1919?da.
Tıpkı 1920?de.
Tıpkı 1923?te ve daha sonraki yıllarda defalarca olduğu ve hepsinin sonunda hadlerinin bildirildiği gibi.
Türkiye Cumhuriyetine, Türk milletine, Türk bayrağına hazımsızlık duyan, Batı ve ABD?nin oyuncağı olarak defalarca bu vatan topraklarında ayaklanma yapan, bugünde ?demokratikleşme, Kürt sorunu? gibi kavramlarla Kürt kökenli Türk vatandaşlarını kendi bölücü emellerine alet etmek isteyerek Türkiye Cumhuriyetinin üniter devlet yapısının altını oyma girişimleri yol almıştır.
***
Sormak istiyorum:
?Kürt sorunu çözülmeli? diyerek ne isteniyor?
Türkiye Cumhuriyeti yerine ?Türk-Kürt Cumhuriyeti mi??
Resmi dil ?Türkçe? yerine ?Türkçe-Kürtçe mi??
Yoksa federatif yapı mı?
Ä°ÅŸte oyun bu!
Ama bu tezgah geçmez bu vatan topraklarında.
***
Burası Kürt?ü, Laz?ı, Çerkez?i, Alevi?si, Boşnak?ı, Türkmen?i ile Türk milletinin bir ferdi olarak yaşamaktan duyanların anavatanıdır.
Çünkü Türk olmak;
Sabahları odana rahmet dolsun diye camı açmaktır; kar yağdığında kayak yapmayı değil, evsizleri düşünmektir; balkon köşesine kuşlar için, kışın ekmek kırıntısı, yazın su koymaktır; yağmura rahmet, kara bereket diye bakmaktır.
Türk olmak;
Harap bir ülkede, zengin ülkelerin müstemlekesini reddedip, tahtadan kılıç ve ipten üzengi ile, paylaşacak ve sahiplenecek tek varlığı fakirlik olmasına rağmen, yedi düvele meydan okumaktır.
Türk olmak;
Askere davul zurna ile uğurlanmaktır, belki de dönmeyeceğini bilerek.
Türk olmak;
Annenin ardından "bir oğlum daha olsun, onu da göndereceğim" demesidir, babanın gözyaşlarını tutarak tabutuna son kez dokunurken "vatan sağ olsun" demesidir.
?Kürt sorunu, Kürt sorunu...? diyerek beyinleri yıkayanlar biliyor musunuz?
Bu vatan, bu bayrağa saygı duyanlarındır.
Gerisi teferruattır!