Sosyal Medya

Makale

GÖÇ VE BÜYÜK ŞEHİRLERİN KÖRERTTİĞİ HAYATLAR

GeçmiÅŸi büyüklerinizden dinleyeniniz var mı? Unutulmayan anıları, sevgileri, mücadeleleri, heyecanları, inatlaÅŸmaları? Herkesin hayatın da mutlaka bir geçmiÅŸ vardır çok eski olmasa bile iyi yada kötü.Kimi zaman kalp kırıklıklarını, çok mutlu anılarını, sıkıntılarını, hep beraber gülüp hep beraber aÄŸladıkları anlarınız olmuÅŸtur.Şöyle koltuÄŸunuza oturup sırtınızı koltuÄŸunuza yaslayıp büyüklerinizin anlattığı ve sizin geçmiÅŸinize geri dönelim mi?Dün ve bu gün yaÅŸadıklarımızı unutalım adeta çok eskiye dönelim hangi dönemde yaÅŸamak istiyorsanız 70 yıllar en güzel yıllar bence?         

       Hayat ne garip deÄŸil mi? Eski-yeni deyimlerini yan yana getirdiÄŸimiz zaman çok fark olabildiÄŸini hepimiz görebiliyoruz. Babaanneme, anneme köyümüzün büyük insanlarının gözlerine baktığımda eski toprak deyimi onlara çok uyuyor. Hala müşiÅŸ bir hafıza? Ben de bu gün karar verdim bir anlık da olsa eski toprak olmak istiyorum adeta bende yaÅŸamış gibi her ÅŸeyiyle içimde yaÅŸamak istiyorum çok mu ÅŸey istiyorum? hayır tabi ki de bunu kendi içimizde yaÅŸamak ve yaÅŸatmak en doÄŸal hakkımızdır.           

        Memleketimizde bir iç göç olayı vardır. Sanayi devrini, teknolojiyi memleketin ÅŸartlarına göre olmayınca, gerekli olan planlamalar yapılamayınca yaÅŸadığımız durumun mukadder olacağı bellidir. ?Ä°stanbul?un taşı toprağı altın? diye yankılar memlekete yayılınca, diÄŸer ÅŸehirler, köylerde ki insanlar nasiplerini almak isterler. Nihayet büyük ÅŸehirler taÅŸrayı çeken büyük mıknatıs rolü oynarlar. Köyünde, kasabasında yahut da sanayi açısından geliÅŸmemiÅŸ ilinde, ilçesinde insanlar hep büyük kentlerin özentisi ile yaÅŸarlar. Gurbeti ve göçü baÅŸlatan ÅŸey kiÅŸinin kendi yerinde yeterince imkanın olmadığını düşünmesi ve büyük kentlerde büyük imkanların var olabileceÄŸini sanmasıdır.       

              Köyünde, obasında kendi küçük dünyasını kuran Anadolu insanı, ÅŸehre göçünde yeni bir dünyaya intibak etmek zorundadır. Köy yaÅŸamında olmayan kira, su ? vb zorluklarla tanışma hayatı da ardından gelir. Sonra hayal kırıklıkla, yürek buruklukları sürpriz deÄŸildir bu hayatta? Ama bir yerde köprüler atılmış dönüş zordur geriye. Hatta çoÄŸu insanımızda eskilerinden kalma kerpiç ev ve iki tarla dahi satılmıştır. Geriye kalan artık büyük bir yaÅŸam mücadelesi?         

          Köyünden göçük; büyük ÅŸehirlerin, büyük binaları, kalabalık caddeleri, sokakları aydınlatan renkli ışıkları? Ve daha birçok neden insanlarımızı tuzağına düşürmeye hazırdır. Baba ocağından, baÄŸrından koparıp adeta kendi çemberi altına almıştır. ÇoÄŸu zaman köyünü, ocağını, memleketini özlemek mümkün olabilirken, aynı zamanda kendini doyuramadığı için her ÅŸeye sitem etmek mümkün olur. Artık bu mahsen de tutunacak bir dalın yoksa gözlerin kapalıysa bu sitem kendini kemirircesine büyük piÅŸmanlığa ve sefalete yol açar. Köyden gelenler, lüks semtlerde, blok binalara uzaktan bakmak durumundadır.           

        Türkiye de köyden göç olayı artık bir toplumsal realite olmuÅŸtur. Çarpık yerleÅŸim, olayın teknik problem cephesini yansıtırken, olayın diÄŸer yanına psikolojik ve sosyolojik sıkıntılar oluÅŸturmaktadır. Bu iç göçün boyutlarının büyüklüğü, bütün dengeleri alt üst etmiÅŸtir. Olay gurbet ve hasret olgusunu aÅŸmış, Türkiye?yi yeni bir sosyal yapılaÅŸmaya doÄŸru götürmüştür.           

     Anadolu?nun alnında gurbet yazısı hep durmuÅŸtur. Asker oÄŸlunu bekleyen gözü yaÅŸlı Havva anaların hasreti, Mehmetlerin yolunu bekleyen taze gelinlerimiz, Anadolu?da uzun yıllar hicran daÄŸları olmuÅŸtur. O ışıltılı büyük ÅŸehirler insanlarımızı köylerinden nasıl kendine çekebilmiÅŸ? Nerede o eski insanlarımız evet ellerinde paraları olmasa bile gözlerinde mutluluk vardı, karınları kendi ekip biçtikleri ile doyabiliyordu, an azından, çalışkan, azimli, mücadeleci insanlarımız bir gün ola çocuklarının, torunlarının kendi doÄŸasından koparak zehrini her an bırakmaya hazır olan büyük ÅŸehirlere göç olacağını nasıl kestirebilirdiler.          

  Eskiden, ÅŸenlikler bile çok güzel geçermiÅŸ yol, ışık olmazmış ama insanlarımız mutluymuÅŸ, ?nerde o eski bayramlar? insanlarımız sandıklarından en temiz, en güzel elbiselerini bayram sabahları giyer büyüklerini ziyaret eder kendi aralarında eÄŸlenirlermiÅŸ. Åžimdiki bayramların ne tadı var ne tuzu bırakın yeni elbiseleri artık birbirleri ile bayramlaÅŸmak bile çok zor geliyor. Peki bütün bunlara sebep bina mı? TaÅŸ mı? Yine biz insanlar, yeni nesiller kendi ellerimizle yaptık teknolojiye ayak uydurmakmış bunun dezavantajları bizlere pahalıya patladı ayrılıklara, açlıklara, yoksulluklara bunu hesabını kimler verecek?          

        Büyük ÅŸehirler insanı öyle bir yutar ki bir düştün mü bir daha çıkmak imkansız olabilir. Köylerimize hasret her geçen gün kalabalıklaÅŸan ÅŸehirlerde bunaltıcı hale gelmekte. ?Eski? kelimesi ne yazık ki hızlı bir ÅŸekilde yerini ?yeni? kelimesine bırakıyor. Åžimdi ki ÅŸarkılar  bile hızlı yaÅŸamı, biz gençlerin ruhunu bedenini sarmalayabiliyor. ?Eski aÅŸkları bile özler olduk? der büyüklerimiz mücadele vardı, gerçek sevgi vardı, ÅŸimdi her ÅŸey o kadar hızlı ki  sevgiler bile menfaat üzerine kurulmuÅŸ. Eskiden aşıklar mektup yoluyla haberleÅŸirlermiÅŸ hasretlerini, sevgilerini bir iki satıra sığdırabiliyorlarmış, ÅŸimdi cep telefonu ile her ÅŸey elinin altında, evet belki teknolojiyi iyi kullanabiliyorsak insanlar için büyük rahatlıktır.        

           Haydi! Uyanalım,  artık o renkli dünyadan gözlerimizi açalım, kendine çeken cazibesinden kurtaralım her ÅŸey eskisi gibi olmasa bile büyüklerimizin bizlere bıraktığı kerpiç evleri, tarlaları, gerçek yuvamızı koruyalım sarıp sarmalayalım bu beton yığınından, kirli havadan, gürültüden kurtarıp asıl sahip deÄŸerlerimize kol kanat gerelim, aslında en büyük miras, en deÄŸerli hazinemiz memleketimizdir.         

        Mücadele ve gerçek sevgi ile yapılmış her türlü ÅŸey ulaşılması en büyük deÄŸerdir. Çocuklarımıza baba ocağını öğretelim ki gerçek yuvalarının ne derece deÄŸer güttüğünü bilsinler. Hiç bir ÅŸey için geç sayılmaz geç kalınmış her ÅŸey imkansız önümüzde bir duvar gibi görünse de Anadolu insanımız bu duvarı aşıp doÄŸduÄŸu topraklara sahip çıkmasını da bilir. Unutmayalım ki dün ki halimizden üstün olup, asıl deÄŸerlerimize sahip çıkmamızdır. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.