Makale
KARADENÄ°ZDE KADIN OLMAK;
Kadın olmak; Karadeniz?de kadın olmak zordur Karadeniz?de kadın olmak için Karadenizli olmak lazım. O ilkbahar sabahlarında derelerin soğuğunu yaşamak, yağmurun ıslaklığını içinizde hissetmek, Gübre kokusunu parfüm bilmek, ahırdaki kınalıyı bir evladınız sanmak Karadeniz?de kadın olmaktır işte. Bütün bu saydıklarımızı yaşayan benim cefakar Karadeniz kadınım benim Fadimem benim Eminem benim Ayşem benim Fatmamdır.
Karadeniz?in çalışkan kadınları; keskin toplumsal çelişkilerden hayrat bir iklimin yıprattığı kadınlar? Zordur Karadeniz kadını olmak.
Biliyoruz ki her işin zorlukları, inişleri ve çıkışları vardır çok zor durumlarla karşılaştığımız zamanlar olmuştur ama Karadeniz kadını olmak kadar zor bir durum yoktur.Hepimiz biliyoruz ki Karadeniz kadını erkek gibi yetişmiştir, bunun yanı sıra örf ve adetlerine fazlasıyla önem verir ve korurlar.Namuslarına fazlasıyla düşkündürler, arlıdır ve başarılıdır.
Tuttuklarını koparan ve illaki sonunda uçurum dahi olsa herkesin asla yapamam, asla gidemem?dahi söyledikleri işleri sonuna kadar yaparlar?Zordur Karadeniz kadını olmak.
Karadeniz bir çok kültürlü, okuyan şimdi ise çok güzel şartlarda olan erkeklerimiz vardır?ama bu başarılı erkeklerin arkasında bir Karadeniz kadınımız vardır.Bu 7?den 70?e böyledir.Karadeniz evlerinde çocuk büyüdükçe özellikle kadınlara evin, ailenin bütün yükü, sorumluluğu verilir.Bende bir Karadeniz kızı olarak bütün kadınlarımızın yaptığı gibi hem bahçe işi, çay toplama işi, tarla işi?gibi bir çok işler yaptık tabi bu saydıklarım Karadeniz de bilinen başlıca işlerdi.
Karadeniz?i anlattıkça Karadeniz kadınını anlattıkça aklıma o kadar yazacak o kadar anlatacak kelimeler geliyor ki? çok eskiye değinmişken babaannemin, köyümdeki yaşlı ninelerimin anlattıklarına göre; kadınlarımız bu zorlu yaşamın yanında iş yaparken dahi eğlenmesini bilen, yaptığı işin yorgunluğunu götürecek ve çalışmalarını engellemeyecek, genç kızlar delikanlılara söyleyeceklerini atma türküler söyleyerek yaşamlarına devam etmiş günümüz ekadar gelmişlerdir. Bu atma türkülerden bazıları şöyle;
Çıkma sevduğum çıkma
Portakal ağacına
Düşüp da elecesun
Dayanamam acına
KaramiÅŸun dibine
Karamişun fidanı
Benimi seveyisun
Yoksa eski sevdanı
Atma Türki atarum
Yüreğuni yakarum,
Eski çauklaruni
BoÄŸazuna takarum
Bu ve benzeri değişik atma türkülerle hem eğlenirlermiş hem de işlerini daha severek yaparlarmış.
Karadeniz denildiğinde akıllara ilk gelen sadece çay değildir.Güzel ve becerikli kadınlarımız tarlalarda çalışırlar, ahırlarda çok sayıda inek işlerini yaparlar onları sağar o beyaz ve temiz sütten peynir, yağ, kuymak?vb yaparak ev ekonomisinde katkıda bulunurlar.Yazın mayıs ayı geldiğinde kadınlarımız bahçelerine ekinlerini ekerler mısır, salatalık, domates,fasulye?gibi
Karadeniz ikliminde yetişecek her türlü sebze ekerler yazın ekilen bu hasatlardan yaz sonu geldiğinde kışa hazırlık yapılır, konserveler, turşular?vb yapılarak kışlık erzaklarını da yapmış olurlar?Zordur Karadeniz kadını olmak.
Karadeniz evlerinde yaşlı insanların yetiştirdiği (baba anne,dede?vb) köy kadınları evin her eksiği olduğunda bir erkeğin yapacak olduğu işleri de bir elinde hamur yoğurarak diğer elinde ise o işleri yapabiliyor, medeni cesaretleri yüreklerinde, ellerinde ise haksızlıklara karşı silah tutmasını bilirler.Günümüz Türkiye?sinde bir evde zorluk görmemiş, hırpalanmamış, açlık nedir bilmemiş, yediği önünde yemediği arkasında misali 2 insan aynı evde yaşayamazken ;Karadeniz kadını gelin, kaynana, kaynananın kaynanası ile 3 kuşak yaşamışlardır, bütün bu şartlara rağmen otoriteyi çok iyi bir şekilde sağlamışlardır.Bölgemizde Karadeniz kadını söylendiğinde akıllara ilk gelen fıkralardaki Fadime karakteri canlandıran yanakları al kırmızı kadın gelir.Fakat Karadeniz kadını bir tek Fadime den ibaret değildir.Benim üniversite yıllarımda kendisi iç Anadolu bölgesinde yaşayan arkadaşım Karadeniz kadınının çalışmasını, azmini,cesaretliliğini gördü ve şunları söyledi; ?Karadeniz kadınını duymuştum ama bu kadarını beklemiyordum her yerin iyisi kötüsü var ama buradaki misafirperverlik ve dost canlısı insanlarınız gibi görmedim?.Arkadaşımın dikkatini çeken bir konu daha olmuş fıkralarda ki Fadime karakterinde olduğu gibi al yanaklı oluşu kadınlarımızın.Bu konu hakkında bir araştırma yapmıştım coğrafi ve biyolojik yönden kırsal kesimlerde yani yüksek vadilere çıkıldıkça oksijen azalırmış, azalan oksijen yanaklarda alyuvarların toplanmasını beraberinde getirirmiş, bu da Karadeniz kadınına kattığı ayrı bir güzellik.
Yöremizde Karadeniz kadınını anlatmaya sayfalar dahi yetmez bende bir Karadeniz kızı olarak büyüklerimin ne zorluklar içerisinde annelerimizin o zor şartlar içerisinde canlarını dişlerine takarak bizleri bu güne getirmişlerdir bütün annelerin hakları ödenmez.
Bizim kadınlarımız öyle gururlu öyle kendilerinden emindir ki; hayalleri büyük olur ve hep gerçek olur.Başta inanır, azmeder ve sonunda zaten zafer onundur. Bir nevi kaderini kendi belirler.Küçük kasabalarda büyük düşüncelere yer verirler.
Kadınlarımızın en büyük zorlukları ailenin hem erkeği hem kadını olmuşlardır, Kadınlarımız evde sosyal ve ekonomik düzeni sağlarlar,çalışmaktan nasır tutmuş elleri, acılı gözleri olmasına rağmen başları dik bir şekilde her zaman bir adım öndedirler.
Bir Karadeniz kadını kısık sesle konuşuyorsa bir şey söylemek istiyordur, haydi durmayın bu sese hep beraber kulak verelim.Al yanaklarını bir kere de sizler güldürün zor değil onlar gibi sadece inanın ve isteyin?Zordur Karadeniz kadını olmak.
SEVGÄ°LERÄ°MLE
Hülya UZUN
Henüz yorum yapılmamış.