Sosyal Medya

SÄ°VÄ°LTOPLUM

Handüzü Yaylası Derneği

Güneysu Handüzü Yaylası Çevre ve Tabiatı Koruma Derneği (YAYÇEVDER) Başkanı Ceyhun KALENDER ile derneğin, kuruluş amacını, faaliyetlerini ve Güneysu?da yapılacak olan HES santrallarına bakış açısını değerlendirdik.



İşte Ceyhun?dan gazetemize açıklamalar;
?Sular boşa akmıyor, canlılara hayat veriyor?
Roportaj: Dilek Aslan
1-Derneğiniz kaç yıl önce kuruldu ve kurulma amacı nedir?

Derneğimiz 16.10.2007 tarihinde kuruldu ve 12.01.2008 tarihinde yaptığı 1. olağan genel kurul toplantısı sonucunda yönetim kurulunu oluşturdu.
Derneğimizin Amacı; Güneysu Gürgen, Başköy , Kıbledağı ve Çamlıca Köylerine bağlı Handüzü Yaylası?nın doğal güzelliklerini,tarihi,kültürel,turistik değerlerini korumak ve tanıtmak için gerekli her türlü çalışmayı yapmaktır. Yaylalarımız,akarsularımız, dağlarımız, ormanlarımız gibi doğal varlıklarımız bütün toplumun ortak malıdır.Handüzü de aynı şekilde herkesin dinlenmek,gezmek amacıyla faydalanabileceği yerlerden biridir.Ancak yıllarca burayı yurt tutan ve buranın bir yayla olarak bilinmesini sağlayan, hukuki yönden de hak sahipleri vardır.Yaylada yapılacak tüm turizm vb faaliyetlerde öncelikli olarak hak sahiplerinin gözetilmesini sağlamak ve bu konuda gerekirse hukuki yönden mücadele vermektir.
Bunun yanında kuruluş amacımız doğrultusunda, özellikle bölgemizde çevre ile ilgili ortaya çıkabilecek her türlü olumsuzlukla mücadele etmektir.Bu konuda diğer sivil toplum ve kamu kuruluşlarıyla da ortak çalışmalar yaparak yaşadığımız ortamda çevre konusunda duyarlılık oluşturmaktır.

2-Handüzü yaylasını coğrafik olarak tanıtır mısnız ?

Handüzü Yaylası hem coğrafi olarak hem iklim olarak hem de bitki örtüsü olarak diğer yaylalardan farklılık gösterir..Geniş ve düz otlakları sayesinde hayvancılığa son derece elverişlidir.Ayrıca rakımının köylere göre yüksek, diğer yaylalara göre düşük olması sebebiyle yaklaşık beş ay boyunca hayvancılık yapılabilmektedir.Etrefı ormanlarla çevrilidir. Bu sayede iklim çok sert değildir. Handüzü Yaylası?nın rakımı, Gürgen ve Kıbledağı vadilerinin köy yerleşim yerlerinden sonra birden yükselmesi sonucu bu köylere göre oldukça fazladır.Rakım 2 000 m?dir. Handüzü?nden denizin ve Kaçkarların bir bölümünün aynı anda görülmesi, buraya farklı bir özellik katmaktadır.
Ayrıca güneşin batışını Handüzü Yaylası?ndan izleyip de hayran olmamak elde değildir.

Rize Haber3-Rize'deki diğer yaylaların ulaşımı oldukça güç, handüzü yaylasının ulaşımı hakkında bilgi verir misiniz?
Evet Handüzü Yaylası, Doğu Karadeniz yaylaları içinde sahile en yakın yayladır. Rize merkeze yaklaşık 30 km?dir. Yolu betondur.Bu özelliği bazı avantajlar sağlamakla birlikte bir çok olumsuzluğu da beraberinde getiriyor. En önemlisi şehirlerdeki bir çok teknolojik ve gürültü kirliliğinin kısa sürede buraya taşınabiliyor.Ulaşım kolay olduğu için betonlaşmaya da son derece açıktır. Bu da büyük bir görüntü kirliliği oluşturmaktadır.
Günübirlik gezilerin yapılabilmesi olumlu olarak değerlendirilebilir. Şehir havasından bunalan insanların buraya gelip ailece bir gününü geçirmeleri onlar için çok zor değildir.

4- Derneğinizin kaç üyesi var, bu üyeler Güneysulu mu,ya da başka ilçelerden var mı?

Derneğimizi kurarken üye sayısından ziyade etkin üyeliğe önem verdik. Amacımıza ulaşabilmek için formalite üyelikten çok, tüm faaliyetlerimize katılabilen üyelere ihtiyacımız vardı. Çünkü çevre konusunda yapılacak çalışmaların geri dönüşümü zaman alabiliyor.Bunun için bu çalışmalara katılacak olan gönüllüler sabırlı ve aktif olmalıdır.Üye sayımızı sınırlı tutmak istememize rağmen, özellikle gençlerin yoğun ilgi göstermesiyle iki yüz etkin üyeye ulaştık. Ayrıca üç yüz üyelik başvuru dilekçesini işleme koymak için tüzük değişikliği yapmamız gerekiyor.Tüzük değişikliğinden sonra hedefimiz üç bin üyedir.
Üyelerimizi ilk etapta Handüzü Yaylası?na hak sahibi olanlardan oluşturmaya çalıştık. Bunun da farklı sebepleri vardı. Bu şekilde Handüzü?nde, turizmin gelişmesiyle ortaya çıkabilecek olumsuzluklarla mücadele etmek daha kolay olur diye düşünmüştük. Ancak zaman içinde faaliyetlerimizin sadece Handüzü Yaylası?yla sınırlı olmaması gerektiği sonucuna vardık ve farklı alanlarda faaliyet göstermeye başladık.Bunun için bundan sonra üyelerimizi Güneysulu hemşerilerimizin, daha sonra da tüm Rizeli hemşerilerimizin katılımıyla genişletmeyi düşünüyoruz.

5- DerneÄŸinizin faaliyetlerinden bahseder misiniz?

Faaliyetlerimizde iki şeye dikkat etmeye çalışıyoruz.Biri populizme kaçmamak,diğeri de körükörüne birilerine yandaş olmak veya muhalif olmaktır. Biz kendi inandığımız doğrular üzerinde yürümeye çalışıyoruz.
Bilindiği üzere Handüzü Yaylası, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan?ın da ziyaret etmesi dolayısıyla son zamanlarda adından sıkça söz ettirmeye başladı.Ayrıca yayla yollarının yapılması ve özellikle insanların şehrin bunaltıcı havasından kaçarak yaylaları tercih etmesinin de Handüzü?nün tanınmasında etkisi oldu.Bu durum, turizmin geliştiği diğer yaylalarda yaşanan olumsuzlukların Handüzü Yaylası?nda da yaşanacağının göstergesiydi. Hatta Sayın Başbakanımızın Handüzü Şenliklerinin amacına göre kutlanmadığı ve çevre kirliliğine sebep olduğunu söylediği de bilinmektedir. 2004?ten sonra,bu şenliklere katılmaması, burada yapılan faaliyetlerden memnun olmadığı şeklinde yorumlandı.
Turizmin geliştiği bölgelerde yaşanan bu çevre kirliliği ve tahribat aslında kaçınılmaz bir sonuçtur.Bu noktada bize düşen görev, turizmin ortaya çıkardığı olumsuzluklarla mücadele etmektir.Bu yıl 23-24 Ağustosta kutlanan Handüzü Yayla şenliklerine derneğimiz de destek vererek, şenliklerin daha ziyade bir kültürel faaliyet şekline dönüştürülmesi ve yayla kültürünün tanıtılması amacıyla çalışmalar yaptı.Şenlik kutlama komitesinde, şenliğin belli bir alanda yapılarak kültürel etkinliklere ağırlık verilmesi yönünde karar alınmasında etkili oldu. Kutlama programında çevrenin korunması en öncelikli maddeler oldu. Ayrıca şenlikler sonrasında ortaya çıkan olumsuz görüntülerin tekrar yaşanmaması için bazı tedbirler aldık. Şenlik alanında görevli arkadaşlarımız düzeni sağlayarak gelen misafirlerimize her konuda yardımcı oldular.Festivale katılan herkese çöp poşeti ve bildiri dağıtarak şenlik sonrası oluşabilecek kötü görüntülerin Büyük ölçüde önüne geçilmiş olundu.
Handüzü?ne gelenler sadece şenlik amacıyla gelmiyor.Değişik zamanlarda gezmek,eğlenmek ve piknik yapmak amacıyla gelenler için, piknik alanları oluşturarak bütün yayla alanının zarar görmesini engellemek için çalışmalar yapmaktayız.
Doğal yapının bozulmaması ve betonlaşmanın önlenmesi için yayladaki hemşerilerimizle ortak çalışmalar yapmaktayız. Şenlik alanından geçen elektrik direkleri ve diğer çirkin yapılaşmanın ortadan kaldırılması için ilgili kurumlara başvurulmuş, gerekli sonuç alınamaması durumunda ise hukuki yollara başvurulacağı bildirilmiştir.
Özellikle araba yolunun yapımından sonra Handüzü Yaylası?nın etrafındaki ormanlarda önemli oranda bir azalma görülmüştür. Bu durum bize göre tedbir alınması gereken en önemli konudur.Bu amaçla ?Handüzü?nde Bitki Çeşitliliği ve Ormanlarımız?konulu bir proje hazırlayıp GEF?e (Küresel Çevre Fonu) sunduk.İlgi gören projemiz üzerindeki küçük eksiklikleri düzeltip tekrar sunacağız. Bu proje kapsamında, Handüzü?nde yapılabilecek her türlü faaliyette çevre ile uyumluluk şartı getirilecek, doğal yapının bozulmaması için gerekli her türlü tedbir alınacaktır. Ayrıca projemizin en önemli ayağı olan, Çevre Orman Müdürlüğünün ve Güneysu Kaymakamlığının da desteklediği ?Handüzü?ne 10 bin fidan? kampanyası hayata geçirilecektir.Projenin geçmemesi durumunda da bu kampanyamız devam etmektedir.
Geçen Nevruz Bayramı?nda ilkini düzenlediğimiz ?Handüzü?nde Nevruz Ateşi? kutlamasını bu yıl daha geniş katılımla yapmayı planlıyoruz.
Öğrenciler için güvenli ve şehre yakın olması dolayısıyla bu yıl okul gezilerinin Handüzü?ne yapılması için okullarımıza gerekli destek verilecektir.
Ayrıca üyelerimizin ve doğaseverlerin de katılımıyla yaptığımız gezilerle, doğal varlıklarımızı tanıtıp sahiplenmeyi ve korumayı amaçlıyoruz.
Düzenli olarak çıkartmayı planladığımız ?Handüzü?nden Esintiler?adlı dergimiz üzerinde çalışmalarımız devam etmektedir.
Gürgen Köyü?nde bir futbol, bir basketbol sahasıyla bir çoçuk parkının yapımına yer sorunu giderildikten sonra başlamayı düşünüyoruz. Spor tesisleri için Rize Spor İl Müdürlüğü gereken desteği vermektedir.
Sürekli yayla turizminden bahsediliyor. Oysa turizmin ortaya çıkardığı olumsuz sonuçlardan da bahsedilmesi gerekmektedir. Bu konuda Rize Kültür Merkezinde ?Turizm ve Çevre? konulu bir konferans için çalışmalarımız devam etmektedir.
Sadeçe yaylamız veya köyümüzle ilgili değil, çevre konusunda yapılan toplantı,konferans,gezi gibi tüm faaliyetlere katılımı teşvik ederek diğer STK lara da çalışmalarında destek verilmektedir.

6)Güneysu? da yapılacak HES santrali için İlk tepkiyi siz koydunuz. Koyduğunuz tepkinin amacı neydi?

Bu çalışmaları baştan beri takip etmeye çalışıyoruz.İzlenimlerimiz, bu konuda halkımızın kafası oldukça karışıktır.Elbette ki bunun suçlusu halk değildir.Yetkililer, bu santrallerde şu kadar enerji üretilecek,zaman içinde çevreye şu zararları olacak ve ya olmayacak şeklinde tarafsız bir açıklama yapmadılar. Bu gün vicdan sahibi bir bilim adamı çıkıp da ?Evet HES? lerin yıllar sonra da çevreye hiçbir zararı olmayacak? şeklinde bilimsel veriler ortaya koyarak bir açıklaması olsun ,bu sefer biz de destekleyelim. Ancak tarafsızlığına inandığımız bilgi sahibi insanların kaygıları, bu santrallerin ileride bazı çevre sorunlarına sebep olabileceği şeklindedir.Bu noktada bize düşen görev, kimseye alet olmadan toplumun geleceğini ilgilendiren bu konuda duruşumuzu ortaya koymaktı.Bu aynı zamanda bizim için vicdani bir sorumluluktur.
Bu noktada HES?lerin kayıtsız şartsız savunuculuğunu yapanları anlamakta zorlanıyorum. Onlara göre de çok önemli gerekçeleri var:?Türkiye?nin enerjiye ihtiyacı var.? diye. Elbete ülkemizin enerjiye ihtiyacı vardır. Bunun aksini kimse iddia atmiyor zaten. Ancak bunları rakamlarla ortaya koymak gerekir.Ülkemizde kaçak elektrik kullanımı yüzde on beştir.Bu da 2,5 milyar Ytl dolayında bir rakam ediyor.Yani faturasını gününde ödeyen namuslu vatandaşın faturasına yüzde on beş kaçak zammı ekleniyor.Oysa HES?lerin elektrık hacmine katkısı kaçak elektriğin onda biri kadar.Bunu belirtmemdeki sebep, HES?lerin ateşli savunucularının bu konuda seslerinin çıkmamasıdır.
Ayrıca son zamanlarda moda olan bir söylem var:?Sular boşa akıyor.?diye. Oysa bilmeleri gerekir ki sular boşa akmıyor çanlılara hayat veriyor.Tabii ki bu bakış açısıyla alakalı bir durum.Herkesin tabiata bakışı ve tabiatı algılaması aynı değildir.Biri yüz yıllık bir çam ağacına bakarak,?Bundan ne güzel de kereste olur?der, bir başkası ise onun yetişmesinin bir insanın yetişmesi kadar zor olduğunu ve yaş kesmenin baş kesmekle eş olduğu anlayışıyla ?Ne kadar güzel bir çam ağacı,kim bilir kaç yılda yetişmiştir.?diyerek bakışını ortaya koyar.İnsanların suya bakışı da bundan farksızdır.

7)HES santrallerine karşı mısınız. Nasıl bir HES santrali istiyorsunuz?

Doğrusu karşı olmak deyimi ilk etapta bana biraz kalıplaşmış bir söylem gibi geliyor. Bunun sebebi, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlara karşı bir anlayışı temsil etme konumuna düşme kaygısıdır.Her konuda olduğu gibi bu konuda da şuursuzca sahiplenmek veya reddetmek doğru değildir.Çünkü bu hengamede zaten atı alan Üsküdarı geçiyor. Bu durum daha çok işi yapan firmaların işine yarıyor. Bu noktada bir özeleştiri yapmak gerekir.Bana göre bu konuda duyarlı olan bilim adamları, çevreciler ve vatandaşlar ortak hareket etmeliydi ve HES lerin ileride ne gibi sorunlara sebep olabileceği bilimsel verilerle ve rakamlarla ortaya konularak vatandaşlar aydınlatılmalıydı.Her şeye rağmen ortaya konan tepkiler bu santrallerin yapımını engellememiş olsa da, yapılan çalışmalarda yasal prosedüre uyularak belli hassasiyetlerin gözetileceği kanısındayım. Bundan sonra da bu konuda STK lara ve duyarlı vatandaşlara büyük iş düşmektedir.
Benim nasıl bir HES santrali istememden ziyade onların nasıl bir santral yapacağı Önemlidir.Çünkü bunların projeleri yapılmış,bir çoğunun inşaatına başlanmıştır.Ancak öncelikle Güneysu?da yapılan tünel tipi santralde can suyu miktarı olan yüzde yirmilik suyun bırakılıp bırakılmayacağı önemlidir. Bilmeyen vatandaşlar yılda bir kere taşan bu derelerin sürekli böyle aktığını düşünmesinler. Bazı aylarda su miktarında kurumaya yakın önemli oranda azalma olmaktadır.

8)Handüzü yaylasını turizme kazandırma faaliyetleri var. Bu faaliyetleri nasıl karşılıyorsunuz.Handüzü Yaylasının kış turizmine açılmasını nasıl karşılarsınız?

Öncelikle turizm denilince ne anlıyoruz,buna bakmak lazım. Hepimiz doğanın bir parçasıyız.insanoğlu doğayla bütünleşmek,doğayla iç içe olmak ister. Biz herkesin yaylalarımızı ve bütün doğal varlıklarımızı tanımasından ve bunlardan faydalanmasından yanayız. Hatta bunu yaptığımız çalışmalarla da destekliyoruz. Ancak kastedilen buralarda doğal yapıyı bozacak olan betonlaşma ve şenlik adı altında hiçbir kültürel faaliyetler yapmadan kalabalıkları bir araya getirmekse buna karşıyız. Eğer şehrin bütün gürültüsünü ve kirliliğini buralara taşıyacak olursak, çok değil on yıl sonra buraları da terk etmek zorunda kalacağız. Ancak buna karşı durmanın çok kolay olmadığını biliyoruz.Çünkü para ve dolayısıyla güç her zaman haklıdır ve kendi amaçlarını gerçekleştirmek için bir çok alternatifi vardır . Son zamanlarda halkın dilinde de olan ?Otel yapılırsa yaylalı yağını peynirini bu otellere satar.?söylentisi bunun sonucudur.Yaylalı kendi yağını peynirini şehirden alıyor.Eğer yaylalı düşünülüyorsa önce otlak alanlar korunur ve hayvancılık desteklenir.
İleri atılan turizm alternatifleri konusunda gerçekçi olunması gerektiğine inanıyorum.Teleferik hattı için, en azından bugün 20-30 milyon dolarlık bir yatırımı yapabilecek kişilerin olabileceğini düşünmüyorum. Çim kayağı için bahsedilen alan iki yüz metrelik bir mesafeden ibarattir.Alternatif spor olarak ise bizim gündeme getirdiğimiz yamaç paraşütü için araştırma yapıldı ve rüzgarın elverişli olmadığı tespit edildi. Bu konu daha detaylı araştırma yapılabilir.
Kış turizmine gelince alternatif kış sporları düşünülebilir. Bunun için betonlaşmaya da gerek yoktur.Şahsen kış turizmi bana daha sıcak geliyor.Bu amaçla buraya gelecek olanların da belli bir çevre bilincine sahip olduğu düşüncesindeyim.Kayak için kullanılacak pist yukarıda da bahsettiğimiz çim kayağı için düşünülen alandır. Ancak helikopterle kayak sporu (heliksi) için Çağrankaya Başçayır Handüzü Gürgen güzergahında uygun parkurlar olabileceğini düşünüyorum. Özellikle dağcılar için Handüzü güzergahı farklı bağlantı noktaları olduğu için son derece elverişlidir.
Bizim turizm yönünden yapmak istediklerimize gelince,yukarıda da bahsettiğim Nevruz kutlamalarını burada yapmayı düşünüyoruz.Hatta ?Kültürlerin Kardeşliği:Nevruz?adlı bir gençlik projesi üzerinde çalışmaktayız. Bu çalışmalarımızı Rize Üniversitesi, Güneysu Kaymakamlığı ve Güneysu Belediyesiyle birlikte yürütmeyi düşünüyoruz. Rize Üniversitesi zaten böyle bir kutlama yapıyor. Bunu hep birlikte Handüzü?nde kutlamış oluruz.
Nevruz üzerinde şunun için fazlaca durmak istiyorum. Nevruz denince insanların kafasında hemen olumsuz bir düşünce oluşuyor. Hatta geçen Nevruz Bayramı?nda Handüzü?nde Nevruz Ateşi diye bir haber yapılmıştı. Bu haber çok olumsuz tepki almıştı. Buna çok üzülmüştüm.Oysa Nevruz Bayramı?nın Bütün Asya milletlerinin özellikle Türk Dünyasının ortak bayramı ve baharı karşılamak olduğu ne yazık ki herkes tarafından bilinmiyor. Tabiat ile iç içe, kucak kucağa yaşayan, toprağı "ana" olarak vasıflandıran Türk'ün düşünce sisteminde "baharın gelişi" elbette önemli bir yere sahip olmalıdır. Bu proje kapsamında ülkemizin dört bir yanından Handüzü Yaylası?nda buluşacak olan üniversiteli gençler ve halk, Nevruz ateşi etrafında halay çekerek bu bayramın bir kardeşlik ve barış bayramı olduğunu herkese göstermiş olacaklar.Handüzü?nde Nevruzun kutlanması bize göre turizme en büyük katkı olacaktır.
Bir diğer projemiz de ?Kaybolan Kültürümüz:Yaylacılık? adlı gençlik projesidir. Bu projeyle, adından da anlaşılacağı gibi gençlerin kaybolmakta olan yaylacılık ve yayla kültürü hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamaktır. Yaylaya götürülen gençler burada yerel halkla birlikte inek sağmayı,ot biçmeyi ve daha bir çok yayla işinin nasıl yapıldığını uygulayarak öğrenecekler.Bu şekilde hem yaylacılara yardım edilmiş olacaklar hem de kendileri yaylacılık hakkında bilgi sahibi olacaklardır.
Kısacası, kısa vadeli rant amacı gütmeyen ve çevreyle uyum içinde olan tüm kültürel aktiviteleri ve yatırımları destekliyoruz. Şunu çok iyi biliyoruz ki,bugün hesapsız atılan bir adım yıllar sonra önü alınamaz bir sorun olarak karşımıza çıkabilir.O gün bunun faturasını hep birlikte ödeyeceğiz ama sorumlular ortada olmayacaktır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.