Federasyon mu, feodalizm mi?

,5 yıldır devam ettiğimiz spor yazılarının yanı sıra, bundan böyle başta İstanbul?daki Karadenizlilerin gündemi olmak üzere, yurt ve dünya olaylarına dair yazılar da kaleme alacağız. Bu imkanı sağlayan sevgili Ali beye teşekkür ediyorum.

Geçen hafta sonu İstanbul?da Trabzon Dernekler Federasyonu 2. Olağan Kongresi yapıldı. Mevcut başkan Nurettin Turan?ın da bulunduğu liste rakipsiz olarak girdiği seçimde 3 yıllığına yeniden seçildi. Biz de can-ı gönülden hayırlı uğurlu olsun diyoruz. İnşaallah plan ve projelerini hayata geçirme imkanı bulurlar ve İstanbul?daki Trabzon mevcut halinden çok daha iyi imkanlara kavuşur, demografik ağırlığıyla mütenasip bir konuma gelir. Kongre hakkında uzun boylu yorumlar yapacak değiliz ama dikkatimizi çeken bir noktayı da vurgulamadan edemeyeceğiz: Seçimden aylar öncesinden başlayarak düzenlenen toplantılara katılan ve mevcut yönetime muhalif olarak bilinen bazı önemli isimlerin listeye girmiş olması, inşaallah Trabzon usûlü bir uzlaşmanın işaretidir ve bu durumdan Trabzon ve Trabzonlular kazançlı çıkar.

Çok önemli bir örnek olduğunu düşündüğüm için yeri ve zamanı geldiğinde sürekli anlattığım bir olay var: 2002 milletvekili genel seçimleri öncesinde, adayların belli olduğu günlerde bir televizyon kanalında bir açık oturuma rastladım. Yönetici dışında üç kişi bir masa etrafında oturmuş tartışıyorlardı. Sonradan İstanbul?da en fazla hemşehrisi olan vilayetlerin en üst düzey sivil toplum örgütü başkanları olduğunu öğrendiğim üç kişiden Sivaslı olanı, son derece müteessif bir tavırla konuşuyor ve ?Bize hakkımız olduğu kadar milletvekili verilmedi? diyordu. Zımnen ?Öyle olsun. Biz yapacağımızı biliriz? dediğini anlamak için de psikolog olmaya gerek yoktu.

Siyasi otoriteler bir tasarrufta bulunmuş, bir sivil toplum örgütü lideri de bu tasarrufu beğenmediği için onlara bozuk atıyordu. Pek de alışık olduğumuz bir manzara değildi doğrusu. Acaba sayın başkan nereden buluyordu bu cür?eti de böyle açık açık meydan okuyordu? Demek ki başında bulunduğu sivil toplum örgütü son derece faal ve organize bir metabolizmaya sahipti. Ya da bir takım çok güçlü bağlantılara... Daha sonra neler oldu, Sivaslılar ne yaptı bilmiyorum. Fakat bildiğim bir şey var, geçen mahalli seçimlerde İstanbul?da Trabzon?a ?yeteri kadar? aday ?verilmedi.? Ya Trabzonlular bu konuya Sivaslılardan farklı bakıyorlar ya da Trabzon sivil toplum çalışmalarında Sivas?tan çok gerilerde.

Memleketten bin kilometre uzaktaki bir başka şehirde yaşayan hemşehrilerin, seçimlerde mutlaka kendilerinden adaylar görmek istemesi biraz fazla feodalizm kokmuyor mu? Belki öyle; ama Türkiye realitesi de bundan başka bir şey değil. Siz istediğiniz kadar ?biz ayrım yapmıyoruz, hemşehricilik yapmıyoruz? deyin, el alem ülke kaynaklarını alıp kendi taraflarına dağıtıyor. Bunda da mutlaka meşruiyet dışına çıkılması gerekmiyor, siyaset denen şey zaten tam da bu değil midir?

Bunları söylerken sayın başkan Nurettin Turan ve saygıdeğer yönetim kurulu üyelerine herhangi bir suçlama yönelttiğim anlamı çıkarılmasın lûtfen. Gurbetteki Trabzonlular eskiden son derece organize ve birlik beraberlik içinde yaşıyorlardı da son üç senede bu hale gelmediler. Üç senede insanüstü bir gayret gösterilse bile düzelmezdi. Bu müzmin bir problemler yumağıdır ve çözülmesi son derece zor olup zaman, sabır ve gayret ister.

Ayrıca hangi düzey ve statüde olursa olsun, bir yönetim için etkili bir muhalefetten büyük bir avantaj olmaz. Bir çok güçlü iktidar, etrafındaki muhalifleri uzaklaştırdığı için çok da uzun olmayan vadelerde eriyip tükenmişlerdir. Geçtiğimiz kongrede de seçim sonuçlandıktan sonra konuşan yönetim kurulu üyesi sayın Mustafa Demir, kongre boyunca tek başına muhalefet eden Haydar Dulkadiroğlu?na ?İyi ki varsın. Senin sayende sürekli diri ve tetikte oluyoruz? mealinde yarı şaka, yarı ciddi takılırken aslında gerçeğin ta kendisini ifade ediyordu.

Biz de basın mensubu olarak, federasyonumuzun azami verimle sağlıklı bir şekilde çalışması adına vaatlerin takipçisi olacak, gerekli gördüğümüz yer ve zamanlarda acizane uyarılarımızı dile getirecek, yaptıkları başarılı hizmet ve icraati kamuoyuna duyurmaktan da keyif alacağız.