Sosyal Medya

KÃœLTÃœR&SANAT

Turizm Dünyasının Duayeni Rizeli Şaban Ali Yaşaroğlu vefat etti

Hayata güzellikler katan Rize'nin Ardeşen ilçesinden Turizmci ve Yazar Şaban Ali Yaşaroğlu aramızdan ayrıldı.



Fatih Sultan KAR / Ä°ST.

Güzel sohbetini çok özleyeceÄŸiz. Türkiye’nin en önemli Turizmcilerinden biriydi. Ä°lkokul mezunu olmasına karşın el attığı her alanda söz sahibi olmuÅŸtu. Hayat dolu, neÅŸeli  bir insandı. Hem nazik hem alçakgönüllüydü... Kendine özgü bir ÅŸiveyle konuÅŸuyordu. Yüzünden gülümsemesi hiç eksik olmazdı. Mücadeleyle dolu yaÅŸamı boyunca Ä°stanbul Teknik Üniversitesi Turizm Yüksek Okulu ÖÄŸretim üyeliÄŸi, Hilton Oteli Yiyecek ve Ä°çecek Müdürü, Dünya Turizm Yazarlar BirliÄŸi Yönetim Kurulu ÜyeliÄŸi, Yazarlık gibi bir çok sıfatı kimliÄŸinde taşıdı. ArdeÅŸen ve Rize onun için her zaman birinci öncelikti. Sohbetine doyum olmazdı. Çok özleyeceÄŸiz. 

HAYATINDAN KISA ANOKNOTLAR 

Başarılarla dolu bir hayat

12 yaşında okumak için geldiÄŸi Ä°stanbul'da amcasının kahvehanesinde ve restoranında çalışarak yola çıktı. Daha sonra bir zamanların ünlü Tokatlıyan Oteli'nde 'bar boy' olarak iÅŸe baÅŸladı ve ÅŸefliÄŸe kadar yükseldi. Kendi deyimiyle Tokatlıyan Oteli onun üniversitesi oldu. 20 yıl Ä°stanbul Teknik Üniversitesi (Ä°TÜ) Vakfı'nın Turizm Otelcilik Programı'nın sorumlusu olarak görev yaptı.

Annesi tarafından eğitildi

1933 yılında Rize`nin ArdeÅŸen Ä°lçesi Işıklı köyünde dünyaya gelen YaÅŸaroÄŸlu`nun kaderi henüz beÅŸ yaşında bir çocukken ÅŸekillenmiÅŸ. GeçirdiÄŸi bir hastalık sonucu iki yıl yataktan kalkamayan YaÅŸaroÄŸlu, okula baÅŸlamakta gecikince annesi tarafından eÄŸitilmiÅŸ. Hastalığı ayakları kesilecek kadar ilerlemiÅŸken babası tarafından getirildiÄŸi Ä°stanbul'da tedavi edilmiÅŸ ve ayakları kurtarılmış. Köyüne dönünce de okula baÅŸlamış.

Ä°ÅŸçilerin ‘dert babası’ oldu

Ä°stanbul BeyoÄŸlu Tokatlıyan Oteli’nin barında 1949’da iÅŸe baÅŸlayan YaÅŸaroÄŸlu, otel kapatılıncaya kadar 6 yıl çalıştı. Tokatlıyan’da baÅŸ barmenlik yaparken yeni açılan Hilton Oteli’ne çaÄŸrıldı. Ancak iki kardeÅŸini okutan YaÅŸaroÄŸlu, kabul etmedi. Tokatlıyan Oteli’nden çıktıktan sonra Hilton’a baÅŸvuran YaÅŸaroÄŸlu’na personel müdürü, “Daha önce çağırdık gelmedin, ÅŸimdi de kadromuz yok.” diyerek talebini geri çevirdi. Ayrılırken, “Ä°stersen komi olabilirsin.” teklifi sunulan YaÅŸaroÄŸlu, bunu kabul ederek iÅŸe baÅŸladı. Hilton’da bir ilki gerçekleÅŸtirdi ve 2,5 ayda terfi etti. Yiyecek içecek bölümünde bir süre çalışan YaÅŸaroÄŸlu, Amerika BirleÅŸik Devletleri (ABD)’nden gelen 3 kiÅŸilik bir heyet tarafından eÄŸitime tabi tutuldu ve meslek içi eÄŸitim vazifesi ile görevlendirildi. 

Dert Babası

YaÅŸaroÄŸlu, iÅŸinde yükselmesinin sebebini ÅŸöyle açıklıyordu: “DiÄŸer arkadaÅŸlar, boÅŸ zamanlarında kahvehaneye giderek vakit geçiriyordu. Ben de kitap okuyordum.” Hem yöneticilerle hem de gelen konuklarla insani iliÅŸkilerini geliÅŸtiren YaÅŸaroÄŸlu, diÄŸer iÅŸçilerin ‘dert babası’ oldu.

Åžaban Ali YaÅŸaroÄŸlu, Hilton’dan emekli olduktan sonra Devrimci Ä°ÅŸçi Sendikaları Konfederasyonu (DÄ°SK)’na baÄŸlanan Turizm–Ä°ÅŸ Sendikası’nın genel sekreteri oldu. Buradaki görevini sürdürürken konfederasyonda farklı akımların etkilerini hisseden YaÅŸaroÄŸlu, bu durumu DÄ°SK BaÅŸkanı Kemal Türkler’e bildirdi. “Türkler’i uyardım, müdahale etmezse tasfiye edileceÄŸini söyledim.” diyen YaÅŸaroÄŸlu, Türkler’in bir süre sonra tasfiye edildiÄŸini ve yerine Abdullah BaÅŸtürk’ün getirildiÄŸini kaydetti. YaÅŸaroÄŸlu, Türkler’in tasfiyesinde de rol aldığını belirtiyor. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra tutuklanarak cezaevine konulan sendikacılar arasında YaÅŸaroÄŸlu da bulunuyordu. Hasdal, Merter ve DavutpaÅŸa cezaevlerinde 9 ay tutuklu kalan YaÅŸaroÄŸlu, serbest bırakıldı.
 
Åžaban Ali YaÅŸaroÄŸlu’nun kaleminden hatıraları

Ä°lkokuldan mezun olduktan bir süre sonra, okumak için, çocuk denebilecek bir yaÅŸta Ä°stanbul’a gitmek üzere ArdeÅŸen’den yola çıktım. Rize’nin Pazar ilçesinde Güneysu gemisine bindim ve hava muhalefeti nedeniyle 12 günde Ä°stanbul’a gelebildik. Geminin ambarında yerde yatan insanlar, karşı tarafta açlık ve susuzluktan bağıran küçükbaÅŸ hayvanlar... Bu nedenle, yolculuÄŸumuz çok sıkıntılı geçmiÅŸti.Benim ikinci geliÅŸimdi Ä°stanbul’a. 5 yaşımda kemik hastalığına yakalanmıştım.

DoÄŸu Karadeniz Bölgesi’ndeki saÄŸlık kuruluÅŸlarının yetersizliÄŸinden dolayı babam beni Ä°stanbul’a getirip, ÅžiÅŸli Etfal Hastanesi’ne yatırmıştı. Bir sabah, hastanenin BaÅŸhekimi, doktor arkadaÅŸlarıyla yatağıma gelip, beni muayene ettiklerinde, saÄŸ ayağımın kesilmesi gerektiÄŸi kararına varmışlardı. BaÅŸhekim dikkatle yüzüme baktıktan sonra; doktorlarına döndü ve “Hayır, hayır! Kıymayalım bu güzel çocuÄŸa, yarın sabah ameliyata alın” dedi. Söylenenleri duyduÄŸumda, gözlerimden yaÅŸ akmaya baÅŸlamıştı. Ä°ÅŸte, ikinci kez geldiÄŸim Ä°stanbul’un Çatalca ilçesinde kahve ve lokanta iÅŸleten amcamın yanına gittim. Amcam, okutmak için çağırmıştı beni Ä°stanbul’a. Okullar açılana kadar amcamın iÅŸyerinde kahve garsonluÄŸu ve aÅŸçı yardımcısı olarak çalıştım. Ancak, okullar açıldığında, amcam bana, “Burada iyi çalışıyorsun, okuyup da ne yapacaksın” dedi ve beni okula göndermedi. Böylece okuma hayalim suya düÅŸmüÅŸ ve ilkokul diploması aldığım son diplomam olmuÅŸtu.

Sürekli okudum araÅŸtırdım

Çatalca’dan ayrıldım ve BeyoÄŸlu’na iÅŸ aramaya geldim. Konak (Tokatlıyan) Oteli’nde Barmen Yardımcısı olarak iÅŸe girdim. O yıllarda günlük, Cumhuriyet ve Dünya gazeteleri; haftalık olarak da, Hayat, Akis dergileri ve Forum’un devamlı okuyucusu olmuÅŸtum. Ufkum açıldıkça; konuklarım olan Ercüment Ekrem TALU, Peyami SAFA, Fuat ARNA, Suat DERVÄ°Åž, Prof. Bülent Nuri ESEN, Osman Nihat AKIN, Orhan ARIBURUN, Nadir NADÄ°, Ä°zzet AKÇAL, Selahattin PINAR, Muzaffer TEMA, Hasan Ali YÜCEL, Ord. Prof. Sıddık Sami ONAR, Dr. Saip TEZEL ve daha niceleri ile rahatça, her konuda diyalog kurabiliyordum. Artık onlar için aranan bir insan ve arkadaÅŸ gibi olduÄŸumdan, onlardan dinlediklerim ve anlattıklarıyla bilgi edinme depom sürekli doluyordu. Ä°ÅŸte, güvenlerini ve sevgilerini kazandığım böyle nice düÅŸünür, yazar, siyaset, sanat, spor ve iÅŸ adamlarının sohbetleri ve anılarını dinleyerek eskittim yıllarımı Tokatlıyan Oteli’nde. Bir yerde benim için okul olmuÅŸtu Tokatlıyan Oteli...

Åžaban Ali’nin Kalkınma Hikayesi

Gazete ve dergilerden söz etmiÅŸken; Hayat Dergisi ile ilgili bir anımdan bahsetmeden geçemeyeceÄŸim. O yıllarda ben, biri hukuk bölümünde, diÄŸeri lisede olmak üzere 2 kardeÅŸimi okutuyordum. Hayat Dergisi’nin BaÅŸyazarı Åževket RADO, derginin “Sohbet” köÅŸesinde, 2 hafta üst üste (13 Åžubat, 21 Åžubat 1959) “Åžaban Ali’nin Kalkınma Hikayesi” baÅŸlığı altında 2 makale yayınlamıştı. Yazısını ise, “Herkesin Åžaban Ali gibi bir hikayesi olmalı ki, Milli Kalkınma hikayemiz dillere destan olsun” diyerek noktalamıştı...6 yıl görev yaptığım ve Åžef BarmenliÄŸe kadar terfi ettiÄŸim Konak (Tokatlıyan) Otelleri açıldığından 64 yıl sonra kapanmasıyla Hilton’a geçtim ve orada 20 yıl meslek yaÅŸamımı sürdürdüm.

Çok güzel dostluklar hatıralar bıraktı

Hayata güzellikler katan deÄŸerli büyüÄŸümüz Turizmci ve Yazar Åžaban Ali YaÅŸaroÄŸlu aramızdan ayrıldı. Cenazesi 19 Temmuz 2019 Cuma Günü Ä°kindi namazının ardından Ä°stanbul’da ÅžiÅŸli Camii’nde kılınacaktır. Allah cc rahmet eylesin…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.