POLÄ°TÄ°KA
Erdoğan'ın son Davos yorumu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Davos'ta ortaya koyduğu tavrın ''insani'' olduğunu belirterek, ''Burada herhangi bir örgütün avukatlığını da yapmadık'' dedi.
Follow @dusuncemektebi2
Erdoğan, Oxford İslami Etütler Merkezi'nde, ''Medeniyetler İttifakı ve Türkiye'nin Rolü'' konulu konferansta G-20 Zirvesi için İngiltere bulunduğunu anımsatarak toplantıda finansal krizin ele alındığını hatırlattı.
Bu tür toplantıların insanlığın krizden kurtulmasına vesile olmasını dileyen Erdoğan, daha sonra katılımcıların sorularını yanıtladı.
İslami finans kuruluşlarının faaliyetlerinin küresel krizin çözümünde bir rolünün olup olmayacağı sorusunu yanıtlarken dünyada faaliyet gösteren bu tür kuruluşların Türkiye'de de bulunduğunu belirten Erdoğan, ''Bu gittikçe rağbet gören bir bankacılık, İngiltere'de, ABD'de, bu sistem üzerinde bu bankacılık gittikçe gelişiyor'' dedi.
Erdoğan, Hükümet'in AB'ye girme yönünde belirlediği bir tarihin olup olmadığı sorusunu şöyle yanıtladı:
''Bir defa bugüne kadar AB'ye girmek isteyen ülkelerin hiç birisi belirledikleri tarihlerde AB'ye girememiştir, çok ilginçtir. İngiltere 11 yıl AB'ye girmek için mücadele etmiştir, hep direkten dönmüştür. İngiltere 11 yıl beklediğine göre herhalde bizim biraz daha beklememiz lazım. Bunun için bir takvim belirlemek zor. Sağolsun dışardakiler bu takvimi belirliyorlar. Bazıları '2015-2016' diyor. Fakat biz dersimizi çalışıyoruz, şu andaki bütün fasıllar üzerinde yoğun bir şekilde çalışılıyor. Fakat benim üzüldüğüm bir şey var; adeta bu müzakere sürecini bir rutine bağladılar. Her dönemde iki fasıl açılıyor. Bunu bir değerlendirmek lazım. Öyle ya dersimizi çalışıyoruz, bir kere de üç olsun. Çünkü 'bu rutin gidiş değişsin' dedik. Hem hak veriyorlar, ama ikiden de fazla yapmıyorlar. Tabii iki de olsa biz yolumuza aynı kararlılıkla devam edeceğiz.''
-Davos-
Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının ardından Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'le yaşananların hatırlatılması üzerine de şu değerlendirmeyi yaptı:
''Davos'ta sadece insani bir görevi yaptım. Çünkü bize yakışan oydu. Benzer bir olay Gürcistan'da oldu, orada da aynı görevimizi yaptık. Fakat burada gerçekten barbarca çocuklar, kadınlar, yaşlılar, savunmasız insanlara karşı yapılan böyle bir olayın, şüphesiz ki bunun karşısında sessiz kalmak bize yakışır bir olay değildi. Tabii alışılmış bir süreç vardı. Tüm bu olaylar karşısında sessiz kalan liderler... Bunun sessiz kalınarak geçiştirilmesi mümkün değildi. Orada sadece bazı istismarlara fırsat verecek ifadeler değildi onlar. Sadece bir görev bilinciyle yapılmış olandır ve burada herhangi bir örgütün avukatlığını da yapmadık. Sadece Gazze'de öldürülen insanlar benim gözümün önündeydi. Plajda öldürülen yavrular gözümün önündeydi. Onların ölümünü görüp de buna karşı duyarsız kalmayı insani olarak tanımlamak mümkün değildi ve şu anda bizim liderlerden beklediğimiz, bakın hala kapılar açılmamıştır. Gıda gibi insani yardımlara müsaade ediyorlar. Hala orada insanlar çadırların içinde kalıyorlar. Orta Doğu Dörtlüsü Guvernörler Kurulu toplantısı yapıldı. Biz diyoruz ki kapılar açılsın, alt yapının tamirine yönelik yardımlar olsun istiyoruz, ama bakın hala cevap yok. Hala sistem çalışmıyor. Bu işin kararını alanlar, şu anda bu işin takipçisi durumunda da değiller. Hatırlattığınızda da oldu olacak deniliyor.'' gönderme şartlarıyla ilgili bilgiler verdi.
-Terör-
Erdoğan, ''PKK terörünün Avrupa'dan destek bulduğunu biliyoruz. Bu konuda Türkiye ne yapacak?'' sorusuna şu karşılığı verdi:
''Tabii beklediğiniz cevabı biliyorum, fakat bu noktada AB üyesi ülkelerle çoğu zaman çatışıyoruz diyebiliriz. Zira PKK'yı terör örgütü olarak tanıyor bütün ülkeler. PKK'yı terör örgütü olarak tanıyorsan yaptırımlarını niçin ortaya koymuyorsun? Mesela terör örgütünün liderlerinin nerede olduklarını biliyorlar, yakalıyorlar, güvenlik anlaşmalarımız var, 'teslim edin' diyoruz, teslim etmedikleri gibi bir de bakıyoruz ki Erbil'den dağa gönderilmiş. Tabii bu bizim problemimiz, derdimiz. Biz sürekli olarak bu baskımızı kendilerine anlatarak yineliyoruz. G-20 Zirvesi'nde de bazı liderlere, sıkıntılarımız oldu, onları anlattım. Kendilerine bu konuyla ilgili düşüncelerimizi ısrarla vurguladım. Yalnız şu görünüyor son zamanlarda; terör örgütü mensuplarına karşı bir alan daralması var. Bunu hissediyoruz. Teröristlere mali kaynak temini de aslında terörle mücadelede yasaktır, ama buna karşı sessiz kaldıklarını görüyoruz ve biz uyarılarımızı yaptık, yapıyoruz.''
Erdoğan, Oxford İslami Etütler Merkezi'nde, ''Medeniyetler İttifakı ve Türkiye'nin Rolü'' konulu konferansta G-20 Zirvesi için İngiltere bulunduğunu anımsatarak toplantıda finansal krizin ele alındığını hatırlattı.
Bu tür toplantıların insanlığın krizden kurtulmasına vesile olmasını dileyen Erdoğan, daha sonra katılımcıların sorularını yanıtladı.
İslami finans kuruluşlarının faaliyetlerinin küresel krizin çözümünde bir rolünün olup olmayacağı sorusunu yanıtlarken dünyada faaliyet gösteren bu tür kuruluşların Türkiye'de de bulunduğunu belirten Erdoğan, ''Bu gittikçe rağbet gören bir bankacılık, İngiltere'de, ABD'de, bu sistem üzerinde bu bankacılık gittikçe gelişiyor'' dedi.
Erdoğan, Hükümet'in AB'ye girme yönünde belirlediği bir tarihin olup olmadığı sorusunu şöyle yanıtladı:
''Bir defa bugüne kadar AB'ye girmek isteyen ülkelerin hiç birisi belirledikleri tarihlerde AB'ye girememiştir, çok ilginçtir. İngiltere 11 yıl AB'ye girmek için mücadele etmiştir, hep direkten dönmüştür. İngiltere 11 yıl beklediğine göre herhalde bizim biraz daha beklememiz lazım. Bunun için bir takvim belirlemek zor. Sağolsun dışardakiler bu takvimi belirliyorlar. Bazıları '2015-2016' diyor. Fakat biz dersimizi çalışıyoruz, şu andaki bütün fasıllar üzerinde yoğun bir şekilde çalışılıyor. Fakat benim üzüldüğüm bir şey var; adeta bu müzakere sürecini bir rutine bağladılar. Her dönemde iki fasıl açılıyor. Bunu bir değerlendirmek lazım. Öyle ya dersimizi çalışıyoruz, bir kere de üç olsun. Çünkü 'bu rutin gidiş değişsin' dedik. Hem hak veriyorlar, ama ikiden de fazla yapmıyorlar. Tabii iki de olsa biz yolumuza aynı kararlılıkla devam edeceğiz.''
-Davos-
Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının ardından Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'le yaşananların hatırlatılması üzerine de şu değerlendirmeyi yaptı:
''Davos'ta sadece insani bir görevi yaptım. Çünkü bize yakışan oydu. Benzer bir olay Gürcistan'da oldu, orada da aynı görevimizi yaptık. Fakat burada gerçekten barbarca çocuklar, kadınlar, yaşlılar, savunmasız insanlara karşı yapılan böyle bir olayın, şüphesiz ki bunun karşısında sessiz kalmak bize yakışır bir olay değildi. Tabii alışılmış bir süreç vardı. Tüm bu olaylar karşısında sessiz kalan liderler... Bunun sessiz kalınarak geçiştirilmesi mümkün değildi. Orada sadece bazı istismarlara fırsat verecek ifadeler değildi onlar. Sadece bir görev bilinciyle yapılmış olandır ve burada herhangi bir örgütün avukatlığını da yapmadık. Sadece Gazze'de öldürülen insanlar benim gözümün önündeydi. Plajda öldürülen yavrular gözümün önündeydi. Onların ölümünü görüp de buna karşı duyarsız kalmayı insani olarak tanımlamak mümkün değildi ve şu anda bizim liderlerden beklediğimiz, bakın hala kapılar açılmamıştır. Gıda gibi insani yardımlara müsaade ediyorlar. Hala orada insanlar çadırların içinde kalıyorlar. Orta Doğu Dörtlüsü Guvernörler Kurulu toplantısı yapıldı. Biz diyoruz ki kapılar açılsın, alt yapının tamirine yönelik yardımlar olsun istiyoruz, ama bakın hala cevap yok. Hala sistem çalışmıyor. Bu işin kararını alanlar, şu anda bu işin takipçisi durumunda da değiller. Hatırlattığınızda da oldu olacak deniliyor.'' gönderme şartlarıyla ilgili bilgiler verdi.
-Terör-
Erdoğan, ''PKK terörünün Avrupa'dan destek bulduğunu biliyoruz. Bu konuda Türkiye ne yapacak?'' sorusuna şu karşılığı verdi:
''Tabii beklediğiniz cevabı biliyorum, fakat bu noktada AB üyesi ülkelerle çoğu zaman çatışıyoruz diyebiliriz. Zira PKK'yı terör örgütü olarak tanıyor bütün ülkeler. PKK'yı terör örgütü olarak tanıyorsan yaptırımlarını niçin ortaya koymuyorsun? Mesela terör örgütünün liderlerinin nerede olduklarını biliyorlar, yakalıyorlar, güvenlik anlaşmalarımız var, 'teslim edin' diyoruz, teslim etmedikleri gibi bir de bakıyoruz ki Erbil'den dağa gönderilmiş. Tabii bu bizim problemimiz, derdimiz. Biz sürekli olarak bu baskımızı kendilerine anlatarak yineliyoruz. G-20 Zirvesi'nde de bazı liderlere, sıkıntılarımız oldu, onları anlattım. Kendilerine bu konuyla ilgili düşüncelerimizi ısrarla vurguladım. Yalnız şu görünüyor son zamanlarda; terör örgütü mensuplarına karşı bir alan daralması var. Bunu hissediyoruz. Teröristlere mali kaynak temini de aslında terörle mücadelede yasaktır, ama buna karşı sessiz kaldıklarını görüyoruz ve biz uyarılarımızı yaptık, yapıyoruz.''
Henüz yorum yapılmamış.